Translate

24 Eylül 2020 Perşembe

Ot Alerjisi Hakkında Önemli Bilgiler


 

Ot Alerjisi, Özellikle İlk baharın başlaması ile karşılaşmaya başladığımız ot alerjisi, güz mevsiminde tavan yapar. Çiçeklerin, çayır otlarının, ağaçların, yabani otların ve tarlada bulunan tahıllar ot alerjisine sebep olan başlıca unsurlardır.

 Polen dediğimiz ve bu bitkilerde bulunan çiçek tozlarının havada savrulması ile polenler insan vücudu ile buluşur ve gözlerinden, derisine, solunumuna kadar bir çok yerinde alerjik reaksiyona neden olur. Rüzgar yolu ile döllenen bu polenler 300 kilometre uzağa kadar savrulmaktadır. Son yapılan araştırmalar dünya üzerinde dokuz milyondan fazla bitki türü olduğunu ve bu rakamın yüzde onlara varan kısmının alerjen etkene sahip olduğu bildirilmiştir.


Ot alerjisi Türkiye genelinde görülen alerji türleri arasında ikinci sırada görülen alerji türüdür. kara ağaç, gürgen, söğüt, meşe, kestane, çınar, zeytin, kızıl ağaç, sedir ağacı ve kavak ağacı en çok alerjiye neden olan ağaçlardır. Bu ağaçların bazıları şehir merkezlerinde de bulunduğu için ot alerjisi büyük şehirlerde de görülmektedir.

Halk arasında, ot, saman, alerjisi olarak bilinen polen alerjisi sadece yılın belli zamanlarında ortaya çıkar, diğer zanlarda kişi rahattır. Fakat, küresel ısınmanın neden olduğu mevsim değişiklikleri bu doğa olayını da etkilemektedir. Bu yüzden ot alerjisi olanların sürekli dikkatli davranmasında yarar vardır.

Ot Alerjisinden Korunmanın Yollar Nelerdir?
  • Polen alerjisi olan kişilerin yaz aylarında yüksekliği deniz seviyesinden 1500 rakım olan yaylarda, kurak köylerde ve deniz kıyısından uzakta geçirmesi gerekir.
  • İlk baharın geldiği günlerden itibaren sonbaharın bitimine kadar şafak vakitlerinde cam ve balkonlar açık bırakılmamalıdır. Çünkü polenler en çok şafak vaktinde savrulur.
  • Otomobillerde pencereler ve havalandırma daima kapalı tutulmalıdır.
  • Sık sık duş alarak vücut ve saçlar polenden arındırılmalıdır.
  • Dışarıdan eve gelindiği zaman elbiseler çıkarılmalı ve yıkanmalıdır. Dışarıda giyilen bir giysi yıkanmadan ikinci, defa giyilmemelidir.
  • Ot alerjisi olan kişiler kesinlikle güz işiyle uğraşmamalıdır. Hatta güz mevsiminde güz işinin olduğu köy ve çiftlik gibi yerlere kesinlikle gitmemelidir.

Mevsim geçişlerinde daha çok ortaya çıkan bu hastalıklar bazen evde uygulanacak birkaç yöntem ile hastayı daha az etkiler ve hastalığın geçiş dönemini daha rahat atlatmasını sağlar. Bu iki hastalıktan hangisine yakalandığınızı anlamak için bir kulak burun boğaz uzmanından yardım alabilirsiniz.

Ot alerjik nezle ve soğuk algınlığı arasındaki farklar

Alerjik nezle ve soğuk algınlığının arasındaki en büyük fark birisinin sürekli olması diğerinin ise kısa sürmesidir. Alerjik nezle alerjiye neden olan bir faktör ile karşılaşıldığı durumlarda sık sık ortaya çıkar. Soğuk algınlığı ise hastanın bağışıklığının düşmesi sonucunda ortaya çıkar ve kısa sürede tedavi edilir. Tekrar etme olasılığı alerjik nezleye göre daha düşüktür. Çünkü alerjik nezlenin ortaya çıkması için çok küçük bir alerjen ile temas edilmesi yeterli olabilir.

Ot alerjik nezle belirtileri nelerdir?

Diğer bir adı ile saman nezlesi ya da bahar nezlesi olan alerjik nezlenin belirtileri şu şekildedir;

· Gözde yanma, kaşınma ve gözlerin sulanması

· Burnun sürekli akması ya da tam tersi tıkanması

· Hapşırma

· Öksürme

· Boğaz ve ağız içindeki bölgelerde (damak gibi) kaşınma

· Koku almakta zorlanma

· Ağız tadında değişiklik

· Burnun sürekli kaşınması ya da saç, tüy gibi maddelerin olduğunun düşünülmesi

· Baş ağrısı ve yüzün bazı bölgelerinin ağrıması

Soğuk algınlığı belirtileri nelerdir?

Soğuk algınlığı kısa süreli olmasına rağmen hastaların yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır. Bir müddet yatak istirahati gerektirmektedir. Bunun yanı sıra hekiminizin tavsiye ettiği ilaçları da kullanmalısınız. Soğuk algınlığının belirtileri ise şu şekildedir;

· Boğazda kuruluk ve ağrı olması

· Çok yükselmeyen hafif seyreden ateş

· Öksürük

· Hapşırık

· Burnun tıkanması

· Sesin boğuk çıkması

· Baş ağrısı

· Vücut ağrısı ve halsizlik

· Gözlerde kızarma gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Soğuk algınlığında meydana gelen ateş alerjik nezlede olmamaktadır. Bu iki hastalık arasındaki farklara bakarak hastalığınızın ne olduğunu tahmin edebilirsiniz.

Diğer bilinen isimleri alerjik nezle, saman nezlezi, bahar nezlesi olan alerjik rinit erişkin ve çocuklarda yaygın görülen bir üst solunum yolu hastalığıdır. Ülkemizde %15-20 oranında görülür. Alerjik rinit görülen hastalarda diğer alerjik hastalıkların (astım, ürtiker, egzama gibi) görülme olasılığı da artar. Ailesinde alerjik hastalık öyküsü olan kişilerde de alerjik rinit görülme sıklığı artar. Kişilerin hayat kalitesini etkileyerek, okul başarısında bozulma, iş gücü kaybına ve sosyal hayatta etkilenmeye sebep olabilir. İki tür alerjik rinitten bahsedilebilir.

  • Mevsimsel Alerji Rinit: Belirtileri ilkbahar, yaz ve/veya sonbahar başlarında meydana gelir. Sebebi genellikle ağaç, çimen ve yabani ot kaynaklı polenlerdir. Sebep polen kaynaklı olduğundan hasta için bölgesel farklılık gösterebilir.
  • Yıl boyu süren Alerjik Rinit: Bu hastalar yıl boyunca alerjik rinit belirtileri gösterirler. Genellikle ev içi alerjenler olan; ev tozu akarı, hamam böceği, küf sporları, hayvan tüyü gibi alerjenler nedeniyle oluşur. Nadiren gıda alerjileri de bu belirtilere sebep olabilir

Bazı kişiler iki alerjik rinit tipini birden yaşayabilirler. Bu hastalarda yıl boyu süren yakınmaları polen mevsimlerinde kötüleşebilir.

Alerjik rinit belirtileri

  • Burun akıntısı ve tıkanıklığı
  • Hapşırma
  • Koyu kıvamlı beyaz veya şeffaf geniz akıntısı
  • Burun ve genizde kaşıntı
  • Gözlerde kaşıntı ve sulanma
  • Burun tıkanıklığı olan hastalarda sinüs girişlerinin kapanmasına bağlı yüzde ağrı ve basınç hissi. Bu belirti sinüzit ile en çok karışan durumdur.
  • Göz altlarında koyu renkli halkalar

Alerjik rinit başka hastalıklara sebep olabilir mi?

Alerjik rinitten kaynaklanabileceği düşünülen bazı sorunlar, kulak enfeksiyonları, sinüzit, tekrarlayan boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı, uyku düzeni bozukluğu ve yorgunluktur.

Nasıl tanı konur?

Alerjik rinit tanısında en önemli nokta hastanın hikayesidir. Belirtilerin hangi mevsimde, ne ile karşılaşıldığında, nasıl ortaya çıktığı önemlidir. Muayenede hastanın burun içini döşeyen mukoza incelendiğinde; mukoza soluk ve yumuşak dokular şiştir. Hastaların muayenesinde sulu veya koyu ve yapışkan burun akıntısı görülebilir. Burun içinde soluk renk, saydam salgı artışı, ödem, şişlik ve burun eti büyümesi görülebilir. Ağız içinden bakıldığında geniz akıntısı ve kronik farenjit bulguları görülebilir.

Allerjik rinit tanısında muayene hikaye yanında kan ve deri testleri de yardımcıdır. Kanda IgE testi ve Deri Prick testi hem tanı hem de alerjenlerin tespitinde kullanılan testlerdir. Ancak testlerin sonuçları negatif olsa bile, hastada görülen belirtilerle de teşhis konulabilir.

Radyolojik görüntüleme tetkikleri normal şartlarda gerekli değildir, tedavinin başarısız olduğu veya alerjik rinit dışında bir hastalık düşünüldüğünde yapılabilir.

Alerjik rinitte tedavi

Alerjik riniti tamamen iyileştirmeye yönelik bir tedavi olmadığı için; tedavi seçenekleri alerjn madddelerden kaçınma, bunlara maruziyeti azaltma ve belirtileri rahatlatan ilaçlar kullanmaya yöneliktir.

Alerjenlerden kaçınma

Ağaçlar, çimen ve yabani otlardaki polenler çok küçüktür ve rüzgar ile kilometrelerce öteye taşınabilirler. Küf sporları ise heryerde bulunabilir. Alerjenlerden kaçınmak zor olsa da maruziyeti azaltmak için şu yollar denenebilir:

Alerjenlerden korunma yolları

  • Polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde mümkünse pencerelerinizi kapalı tutunuz. Kullandığınız klima ve aracınızdaki klima filtrelerinin düzenli olarak temizlenmesine özen gösteriniz.
  • Giysi, havlu ve çarşafları kurutmak için dışarıya asmayın, polenler yapışabilir
  • Dışarıdaki havada polenlerin en yoğun olduğu saat 05:00 ve 10:00 arasıdır. Bu saatlerde dışarıda bulunmamaya özen gösterin.
  • Polenlerin yoğun olabileceği yerlerde dolaşırken polen maskesi kullanın.
  • Evde yün ve kuş tüyüden yapılmış yatak, yorgan, yastık, halı gibi eşyaları kullanmayın. Bunları yatak odanızda bulundurmayın. Bu gibi eşyalar toz tutarak ev tozu akarı adı verilen bir tür mikroskopik böceğin çoğalmasını kolaylaştırır. Yatak odalarında mümkün olduğu kadar az eşya bulundurun. Anti-alerjik çarşaf ve yastık kılıflarını kullanın.
  • Çarşaf takımlarınızı sık değiştirin. Tüm çarşaf ve nevresimlerin yüksek ısıda yıkanmasına ve ütülenmesine özen gösterin.
  • Çamaşırlarınızı yıkarken yumuşatıcı kullanmayın ve ilave durulama yaptırın
  • Tüylü/peluş oyuncakları evinizde bulundurmaktan kaçının
  • Evinizi, özellikle yatak odanızı polenlerin yoğun olmadığı saatlerde havalandırın. Gözle görülür toz olmasa bile evin heryerini sık sık elektrikli süpürge ile temizleyin. Kullandığınız elektrik süpürgesinin tozu torba yerine su içine toplama özelliği olmasını tercih edin. Hastayı temizlik anında odada tutmamaya dikkat edin.Temizliği hasta kişi yapmak zorunda ise temizlik anında evi havalandırın ve maske kullanın.
  • Nem ve sıcak ortam ev tozu akarlarının, hamam böceklerinin ve küf mantarlarının çoğalmasını kolaylaştırır. Bunlar da alerji hastalarının şikayetlerini arttırır. Bu nedenle evinizin rutubetsiz olmasına dikkat edin.
  • Evinizde tüylü ve kürklü hayvanları (kedi, köpek, kuş gibi) beslemenizi tavsiye etmiyoruz. Eğer canlı hayvan besliyorsanız alerji testi ile evcil hayvanınıza karşı alerjiniz olup olmadığı tespit edilmelidir.
  • Kokular, özellikle parfüm,oje, boya gibi kimyasal maddelerin kokuları alerji hastalarını rahatsız eder. Bu tür kimyasal maddelerden uzak durun.
  • Hava kirliliği ve egzoz gazları da hastalığınızı alevlendirebilir. Bu nedenle, hava kirliliğinin arttığı zamanlarda dışarı çıkmamaya özen gösterin.
  • Sigara kesinlikle içmeyiniz. Sigara içiyorsanız, sigarayı bırakmak için doktorunuzdan yardım alınız. Evinizde sigara içilmesine izin vermeyiniz.
  • Beslenmenizde mümkün olduğu kadar taze, doğal besinleri tercih edin. Katkı maddesi ve boya içeren hazır gıda maddelerini tüketmemeye özen gösterin

İlaç Tedavisi: Alerjenlerden kaçınma yeterli olmadığı durumlarda ilaç kullanımı gerekir. Sizin için en uygun ilacın belirlenmesi ve dönem dönem değiştirilmesi gerekebileceği için doktorunuzla iletişim halinde olunuz.

İmmunoterapi: Aşı tedavisi olarak bilinir. Uygun hastalarda uygulanabilir. Uzun süreli bir tedavidir (3-5yıl). Hastanın duyarlı olduğu alerjenlerin gittikçe artan dozlarda dil altı veya enjeksiyon şeklinde vücuda verilmesidir. Amaç alerjenlere karşı tolerans geliştirmek ve hasta alerjenle karşılaştığı zaman alerjik reaksiyon meydana gelmesini önlemek veya tepkiyi azaltmaktır.

Diğer birçok hastalık gibi alerjik hastalıklarda ancak hasta doktor işbirliği ile kontrol altına alınabilecek bir rahatsızlıktır. Her türlü sorundan doktorunuzu haberdar edin ve ilaçlarınızı düzenli kullanın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder




İDEAL KİLO HESABI BULMAK İÇİN İLGİLİ KISIMLARI DOLDURUNUZ



Boyunuz   cm




     
Kilonuz   kg İdeal Kilonuz   kg
Yaşınız      
Cinsiyetiniz Fark   kg