Rahim Ağzı Kanseri Nasıl Anlaşılır, Rahim ağzı kanseri hastalarında klinik belirti görülmeden önce bir şikayet olmamasının yanı sıra, hastalarda en fazla olan şikayet düzensiz ve belli aralıklarla gelen vajinal kanamanın olmasıdır. Genelde az miktarda, bazen de aşırı olarak gelen kanama, cinsel birleşmenin ardında bariz bir hal alabilmektedir.
Hastalığın ilk evrelerinde ağrı, bacaklarda oluşan şişme, kanlı idrar, rektal kanama, sürekli olan ve kötü koku yayan bir vajinal akıntı gibi belirtiler olmaktadır.
Hastala yapılan vajinal muayene sonucunda rahim ağzında tümoral bir yapının görülmesi ya da vajinal yayılım olduğunun görülmesi gibi durumlarda rahim ağzı kanseri tanısı koyulabilmektedir. Hastada gözle görülen bir patoloji saptanması durumunda da bu dokudan biyopsi yapılması gerekmektedir.
Vajinal muayene bittikten sonra ise, el ile muayene yapılıp, hastalığın rahim boynunun yanlarına da yayılıp yayılmadığına bakılması ile yapılan muayene değerlendirmenin daha kolay yapılmasını sağlamaktadır.
Ayrıca, MR ya da PET CT ile de uzak organlara yayılıp yayılmadığı ve lenf bezlerinde büyümenin olup olmadığının değerlendirmesi yapılabilmekle beraber bu değerlendirmede lenf bezinde büyümenin saptanması demek kanserli hücrelerin kesinlikle lenf bezlerine yayıldığı anlamını taşımamaktadır.
Rahim ağzında görülen ve kanserden önce oluşan hücre bozulmasının etkeni olarak HPV virüsü görülmektedir ve günümüzde bu amaçla erken teşhis için kullanılan en etkili yöntem de servikal smear tarama yöntemi olmaktadır.
Bu tarama yöntemi yapıldığında şüpheli bir olguyla karşılaşılır ise 3 ay sonra tekrar test yaptırılması ve yine süpheli bir olgula karşılaşıldığında , kolposkopik inceleme yapılarak pozitif bulgu saplanması halinde de kolposkobi altında biyopsi yapılması gerekmektedir. Biyopside, hücre bozukluğu saptandığı taktirde rahim ağzının soğuk konizasyon yöntemi ile çıkartılması gerekmektedir.
Rahim Ağzı Kanseri Tedavi Yöntemleri:
Rahim ağzı kanserinin ilk evresinde olan hastalar için cerrahi tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Ayrıca, cerrahi tedavi yöntemi genç olan ve cinsel yaşamı devam edip, ileride çocuk sahibi olmak isteyen hastalar için de ilk seçenek olmaktadır.
Daha sonraki evreye gelip, kanserin rahim boynuna yayılması durumunda ise, ilk tedavi seçeneği radyo terapi olmaktadır. Özellikle skuamöz hücreli kanser tiplerinde kanser gelişen genç hastalar için, yumurtalıkların ışın alanının dışına asılması gerekmektedir. Bu sayede, cerrahi tedavinin ardından radyoterapi yapılması gerektiğinde yumurtalıkların alacağı ışının dozyu da azaltılmış olmaktadır.
Radyo terapi yapılmasına rağmen büyük hacimli tümörlerde ilk 90 gün içinde tümör silinmez ise, hastaya cerrahi tedavi uygulanması gerekmekte ve cerrahinin hangi tip olacağına hastalığın hangi evrede olduğuna göre karar verilmektedir. Bunun yanı sıra, ameliyat esnasında saptanan bulgular yönünde, cerrahinin nasıl yapılacağı değişebilmektedir.
Cerrahi uygulanan bir hastada daha sonra hastalık kendini tekrarlar ise, kemoterapi yapılması, cerrahi uygulanmayıp kemo-radyoterapi yapılan bir hastada hastalık kendini tekrarlar ise de cerrahi ile rahimin idrar kesesi ve kalın bağırsak ile birlikte çıkartılması gerekmektedir ve yapılan bu cerrahiye ekzenteratif cerrahi adı verilmektedir.
Bu cerrahinin uygulanabilmesi için, tümörün uzak yerlere yayılmamış, sınırlı olması gerekmektedir.Tümörün leğen kemiğine kadar yayılması durumunda, siyatik sinir basısına bağlı olarak bacaklarda ağrı olması durumunda ve damar basısına bağlı olarak bacaklarda ödem oluşması durumunda ise, ekzenteratif cerrahi girişim yapılamamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder