Parkinson Alzheimer; dünya üzerinde en sık rastlanan iki nörodejeneratif hastalığın isimleridir. Bu hastalıklar beyinde hücre ölümü olan ve seçici hücre olmayan iki benzer hastalıktır.
Parkinson Alzheimer Genel Özellikleri
Özellikle yaşlı kişilerde ortaya çıkan Alzheimer hastalığı çok sık görülen bir nörodejeneratif hastalıktır. Beyinin bellekle ilgili hücrelerini ve zaman ilerledikçe de zihinsel işlevlerle ilgili diğer tüm hücreleri etkileyen bir hastalıktır.
Alzheimerdan sonra en sık rastlana Parkinson hastalığı ise en çok görülen ikinci nörodejeneratif hastalıktır. Bu hastalık da öncelikli olarak beynin hareketle ilgili ufak bir bölgesinde hücre kaybına ve hücre ölümüne neden olur.
Mekanizmaları bakımından benzer olan bu hastalıkların her ikisinde de seçici hücre kaybı görüldüğü için bu hastalıklar aynı grupta incelenir. İkisi de nörodejeneratif hücre kaybına giren bu hastalıkların belirtileri ise birbirinden farklıdır.
Parkinson Alzheimer Belirtileri
Alzheimer hastalığı öncelikli olarak hastada zihinsel işleyişi etkiler ancak hareketler üzerinde bir zarar gözlenmez. İleri safhada yani hastanın iletişiminin çevresiyle tamamen koptuğu evrede, hastada bir yavaşlama görülebilir. Buna karşı Parkinson hastalarında ise, hareketin öncelikli olarak etkilendiği görülür. Özellikle genç hastalarda hastalığın ilk yıllarında zihinsel işleyişte fazla bir sorun ortaya çıkmaz. Hatta hastanın çevresi tarafından herhangi bir sorun fark edilmez. Yıllar ilerledikçe ve hasta yaşlandıkça bunama şeklinde belirtiler görülür. Özet olarak Parkinson hastalığı ve Alzheimer hastalığı mekanizmaları açısından birbirine benzer ancak belirtileri açısından birbirlerinden çok farklıdır.
Parkinson Alzheimer Benzerliği
Yaşlılıkla beraber sık görülen Parkinson Alzheimer hastalıklarının belirtilerinin farklı olmasına rağmen beyindeki etkileri benzerdir. Yakın dönemlere kadar bu iki hastalığın arasında doğrudan ilişki bulunmadığına inanılıyordu. Ama tıp dünyasındaki son gelişmeler, her iki hastalıkta da görevini tamamlayan birtakım proteinlerin atılamayarak hücrelerin içinde birikmesi sonucu ortaya çıktığını gösterdi. Bu proteinlerin birbirleriyle ilişkileri de yine bu gelişmelerle anlaşılmaya başlandı.
Yeni elde edilen bilgiler hem Parkinson Alzheimer hastalıklarına hem de bu hastalıkların tedavilerine ilişkin yeni yaklaşımları gündeme getiriyor. Uzmanlara göre Parkinson hastalarının yaklaşık olarak yüzde 40'ında, hayatlarının geç evrelerinde Alzheimer hastalığının da gelişiyor ve bu iki hastalık klinik ve beyinde oluşan değişikler açısından ortak yönleri olan hastalıklar.
Alzheimer, ilk etapta kişinin zihinsel işleyişini olumsuz etkilerken, hareketlerine zarar vermiyor. Hastanın iletişiminin tamamen koptuğu ileri evrelerde ise harekette yavaşlama görülebiliyor. Buna karşılık Parkinson, başlangıçtan itibaren hareketleri kısıtlıyor. Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Nöroloji Uzmanı ve BAU Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazire Afşar, Alzheimer ve Parkinson hastalıklarıyla ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı.
Alzheimer, beyinde belirli maddelerin birikmesi sonucunda oluşan ve birden fazla bilişsel alanın bozulması nedeniyle günlük yaşamı kısıtlayan, ilerleyici bir klinik tablo. Hastalığın sıklığı yaşla artıyor, 65 yaş altındaki Alzheimer hastası oranı yüzde 1’ken, 80 yaş üzerinde bu oran yüzde 20’yi geçiyor.
Hastalığın ilk belirtisi, unutkanlık. Ancak sinsi başladığı için kişi veya yakınları durumu yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görüyor. Nöropsikolojik inceleme ve bellek testleri de hastalığı ele vermiyor. Kişi, günlük yaşamına sorunsuz devam ediyor. Yakınmalar artınca, hafif bilişsel bozukluklar dikkat çekiyor. Bunlar da kişinin yakın çevresi tarafından fark ediliyor.
Çeşitli evreleri var
- Hafif evre Alzheimer: Dikkatsizlik, mali işlerde hatalar
İş performansında düşme başlamıştır. Yabancı mekanlarda veya seyrek gidilen yerlerde çabuk kaybolma olabilir. Araba kullanırken dikkatsizlik, mali işlerde hatalar göze çarpar. Hobilere ilgi azalması veya beceri sorunları, ev işlerinde özensizlik, ilgisizlik ve depresif duygu durumu görülebilir. Bu aşamada hem kişi hem yakınları sorunun farkındadır.
- Orta evre Alzheimer: Ortama uymayan kıyafetler
Ev dışındaki bağımsızlık artık kaybolmuştur. Yeni bir şey öğrenme hemen hemen hiç mümkün olamamaktadır; anlama, okuma ve yazma giderek bozulur. Evdeki işlevsellik son derece yüzeyseldir ve çeşitli mazeretlerle (vaktim yok, yorgunum ) kişi faaliyetlere katılmaktan kaçınır. Artık ortama uygun giyinemez, kişisel bakımı bozulur. Davranışsal belirtiler de ortaya çıkar. Aile bireylerine karşı ciddi boyutta şüphecilik, özellikle akşam ve gece saatlerinde belirginleşen saldırgan davranışlar, yakınlara veya bakıcıya karşı aşırı cinsel ilgi, hasta yakınlarını zorlayabilir. Hasta, olmamış olayları olmuş gibi anlatabilir, özellikle geceleri hayal görebilir. Hayaller çoğunlukla kaybedilmiş olan eş, ebeveyn veya kardeşlerle ilgilidir.
Uyku ve uyanıklık ritminde bozulma belirgindir.
- İleri evre Alzheimer: Tam gözetim şart!
Temel günlük yaşam aktivitelerinde artık tam bir gözetim gereir. Kelime hazinesi son derece fakirleşmiş ve iletişim belirgin olarak azalmış veya kaybolmuştur. Yutma güçlüğü veya yemek yemeyi ret / unutma ortaya çıkar. İdrar kaçırma giderek belirginleşir. Son aşamalarda artık kişi yatağa ve bakıma tam muhtaç duruma düşer. Hastalığın ortalama süresi 10-15 yıl arasındadır.
Özellikle eğitim düzeyi düşük ve günlük faaliyetleri çok az olan kişilerde durum geç fark edilebilir. Kesin tedavisi ve etkili koruyucu yöntemi olmayan bu problemde, hastayı ve yakınlarını rahatlatmak, kişinin güvenli bir ortamda yaşamasını sağlamak ve destek ilaçlar günlük yaşamı kolaylaştırabilir.
Hastalığın ilk belirtisi, unutkanlık. Ancak sinsi başladığı için kişi veya yakınları durumu yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görüyor. Nöropsikolojik inceleme ve bellek testleri de hastalığı ele vermiyor. Kişi, günlük yaşamına sorunsuz devam ediyor. Yakınmalar artınca, hafif bilişsel bozukluklar dikkat çekiyor. Bunlar da kişinin yakın çevresi tarafından fark ediliyor.
Çeşitli evreleri var
- Hafif evre Alzheimer: Dikkatsizlik, mali işlerde hatalar
İş performansında düşme başlamıştır. Yabancı mekanlarda veya seyrek gidilen yerlerde çabuk kaybolma olabilir. Araba kullanırken dikkatsizlik, mali işlerde hatalar göze çarpar. Hobilere ilgi azalması veya beceri sorunları, ev işlerinde özensizlik, ilgisizlik ve depresif duygu durumu görülebilir. Bu aşamada hem kişi hem yakınları sorunun farkındadır.
- Orta evre Alzheimer: Ortama uymayan kıyafetler
Ev dışındaki bağımsızlık artık kaybolmuştur. Yeni bir şey öğrenme hemen hemen hiç mümkün olamamaktadır; anlama, okuma ve yazma giderek bozulur. Evdeki işlevsellik son derece yüzeyseldir ve çeşitli mazeretlerle (vaktim yok, yorgunum ) kişi faaliyetlere katılmaktan kaçınır. Artık ortama uygun giyinemez, kişisel bakımı bozulur. Davranışsal belirtiler de ortaya çıkar. Aile bireylerine karşı ciddi boyutta şüphecilik, özellikle akşam ve gece saatlerinde belirginleşen saldırgan davranışlar, yakınlara veya bakıcıya karşı aşırı cinsel ilgi, hasta yakınlarını zorlayabilir. Hasta, olmamış olayları olmuş gibi anlatabilir, özellikle geceleri hayal görebilir. Hayaller çoğunlukla kaybedilmiş olan eş, ebeveyn veya kardeşlerle ilgilidir.
Uyku ve uyanıklık ritminde bozulma belirgindir.
- İleri evre Alzheimer: Tam gözetim şart!
Temel günlük yaşam aktivitelerinde artık tam bir gözetim gereir. Kelime hazinesi son derece fakirleşmiş ve iletişim belirgin olarak azalmış veya kaybolmuştur. Yutma güçlüğü veya yemek yemeyi ret / unutma ortaya çıkar. İdrar kaçırma giderek belirginleşir. Son aşamalarda artık kişi yatağa ve bakıma tam muhtaç duruma düşer. Hastalığın ortalama süresi 10-15 yıl arasındadır.
Özellikle eğitim düzeyi düşük ve günlük faaliyetleri çok az olan kişilerde durum geç fark edilebilir. Kesin tedavisi ve etkili koruyucu yöntemi olmayan bu problemde, hastayı ve yakınlarını rahatlatmak, kişinin güvenli bir ortamda yaşamasını sağlamak ve destek ilaçlar günlük yaşamı kolaylaştırabilir.
KENDİNİZİ MEŞGUL EDİN
Erken evre Alzheimer’ı ya da hafif bilişsel bozukluğu olan kişilerin hem günlük hem sosyal yaşamda aktif olmaları tavsiye edilir. Mesela hasta bilgisayar kullanmasını öğreneblir. Böylece gazetesini tabletten okur ve torunlarıyla sosyal medyada buluşabilir. El işi, beceri kursları, müzikle ilgili faaliyetler ve yardım derneklerinde çalışmak, kişiyi meşgul tutabilir.
YÜZDEKİ İFADE DEĞİŞİKLİĞİYLE BAŞLIYOR
Parkinson, beynin dopamin salgılayan hücrelerinin kaybıyla ortaya çıkan ve hareket sistemini etkileyen, yıkıcı bir hastalıktır.
Başlıca bulguları arasında ellerde titreme, hareketlerde yavaşlama, denge bozukluğu ve yürümede zorluk var. Tabii ki her titreme Parkinson anlamına gelmiyor. Birçok kişide ‘basit’ ve nedeni bilinmeyen ‘esansiyel tremor’ olarak adlandırılan titreme görülebilir.
Parkinson’un iki şekli var. Biri, ‘hiperkinetik’ denen, yani titremenin ön planda olduğu form, diğeriyse ‘akinetik’ denen hareketlerde yavaşlama ve katılaşmanın hakim olduğu tür. Titreme çoğu zaman tek tarafta başlar ve ancak aylar, yıllar içerisinde bacağa veya diğer tarafa geçer. Hareketlerde yavaşlama ise yüz ifadesinde değişme, donukluk ve el yazısında küçülmeyle kendini belli eder.
İlerledikçe yürümede zorluk, ayakları sürüme, düşme ve eğik duruş görülür. Parkinson’un maalesef kesin tedavisi yok. Ancak semptom azaltıcı tedaviler, multidisipliner yaklaşım ve uygun hastalarda cerrahiyle yakınmalarda belirgin düzelmeler sağlanabilir.
Parkinson, beynin dopamin salgılayan hücrelerinin kaybıyla ortaya çıkan ve hareket sistemini etkileyen, yıkıcı bir hastalıktır.
Başlıca bulguları arasında ellerde titreme, hareketlerde yavaşlama, denge bozukluğu ve yürümede zorluk var. Tabii ki her titreme Parkinson anlamına gelmiyor. Birçok kişide ‘basit’ ve nedeni bilinmeyen ‘esansiyel tremor’ olarak adlandırılan titreme görülebilir.
Parkinson’un iki şekli var. Biri, ‘hiperkinetik’ denen, yani titremenin ön planda olduğu form, diğeriyse ‘akinetik’ denen hareketlerde yavaşlama ve katılaşmanın hakim olduğu tür. Titreme çoğu zaman tek tarafta başlar ve ancak aylar, yıllar içerisinde bacağa veya diğer tarafa geçer. Hareketlerde yavaşlama ise yüz ifadesinde değişme, donukluk ve el yazısında küçülmeyle kendini belli eder.
İlerledikçe yürümede zorluk, ayakları sürüme, düşme ve eğik duruş görülür. Parkinson’un maalesef kesin tedavisi yok. Ancak semptom azaltıcı tedaviler, multidisipliner yaklaşım ve uygun hastalarda cerrahiyle yakınmalarda belirgin düzelmeler sağlanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder