Karışık anksiyete ve depresif bozukluk,
arasındaki bağlantı çok kuvvetlidir. Anksiyete hastalarının hemen hemen
hepsi depresyon problemi yaşamaktadırlar. Depresyon anksiyeteyi, anksiyete
ise depresyonu daha kötü bir hale getirmektedir. Bu yüzden her ikisi için de
tedavi arayışına girilmelidir.
Karışık anksiyetenin bir diğer adı da anksiyete bozukluğudur. Öncelikle
karışık anksiyete kaygı bozukluğu anlamında gelmektedir. Aslında kaygı her
zaman kötü bir şey değildir. Stres altında dikkati odaklamaya yardımcı olur.
Ayrıca baskı altındaki insanların motive olmasına yardımcı olabilir. Fakat
bunun yanında telaş ve korku gibi duyguları da yanında getirir.
Bu duygular ne zaman hayatınıza engel olmaya başlıyorsa o zaman sıkıntı
çıkmaya başlıyor demektir. Bu görüldüğü gibi kötü bir haberdir. Fakat bunun
da bir iyi yanı vardır. İyi yanı ise çözümün hastaya çok yakın olmasıdır.
Aslında baskı altında kalındığında ya da streslenildiğinde endişeye
kapılmak, gergin hissetmek ve korkmak son derece normal bir
durumdur.
Kaygı aslında vücudun tehlikeye karşı verdiği doğal bir yanıttır. Sağlıklı
bir kaygının insana yarar sağladığı söylenebilir. Dikkati toplamayı, uyanık kalmayı ve motivasyon sağlamayı kolaylaştırır.
Kaygı yeterli olduğunda iyidir. Fazlası günlük hayatı etkilemeye başlar ve
günlük yaşamı çekilmez bir hale getirebilir. Kısaca buna da anksiyete
bozukluğu denir.
Depresif bozukluk yani diğer adıyla depresyon; isteksizlik, hayattan zevk
alamama, içinden hiçbir şey gelmeme gibi belirtilerle ortaya çıkan bir
hastalıktır. Aslında üstüne basarak söylemek gerekirse depresyon bir beyin
bozukluğudur. Beynin ön saflarında, alın ve şakak gibi kısımlarda ortaya
çıkan bir hastalıktır.
Depresif bozukluk hem vücudu, hem düşünceleri, hem de duygu durumunu
topluca etkileyebilir. Kişinin yemek yeme durumundan uyku durumuna, fiziksel
dayanıklılığından sağlıklı düşünce üretebilme durumuna kadar çoğu işlevin
işleyişini bozabilir. Depresyon halk arasında ne kadar 'geçici üzüntü' gibi
görülse de kesinlikle aynı kavramlar değildir.
İnsanların kimi zaman ruh halleri beslenmeye ihtiyaç duyar ve
beslenmezlerse kendilerini dibe vurmuş, herşeylerini kaybetmiş gibi
hissederek geçici bir üzüntü yaşarlar. Bu bir hastalık değildir. Sadece
geçici bir durumdur. Kesinlikle birbirlerine karıştırılmamalıdır.
Karışık Anksiyete ve Depresif Bozukluğun Belirtileri: Anksiyete bozukluğunun duygusal belirtileri olarak tedirginlik ve endişe
duyguları, felakete odaklanma, gergin ve her an tetikte hissetme, en kötü
olasılığı düşünme, asabiyet, huzursuzluk, tehlike işaretlerini gözleme vb.
problemleri örnek gösterebiliriz.
Ancak karışık anksiyetenin bir de fiziksel belirtileri vardır. Bunlardan
bazıları kalp çarpıntısı, terleme, mide bulantısı veya sık baş dönmesi, sık
idrara çıkma veya ishal, nefes darlığı, titreme ve seğirme, kas gerilimi,
baş ağrısı, yorgunluk, uyuma zorluğu ve bunlara benzer
problemlerdir.
Depresif bozukluğun belirtileri arasında; çalışamama, uykusuzluk, yemek
yiyememe, bir zamanlar çok keyifle yapılan aktivilerden yakın zamanlarda
zevk duyamama, depresif bir ruh hali kazanmış olma, çevrede gelişen olaylara
karşı ilgisiz kalma yani vurdumduymazlık vb. problemlerdir.
Karışık Anksiyete ve Depresif Bozukluğun Tedavisi: Denildiği gibi bu hastalık genelde birlikte görülürler. Biri tedavi
edildiğinde diğerinin de kalması zorlaşır. Birini atlatan hasta diğerini de
atlatmak için önceki kadar çaba sarf etmeyecektir. Bunun nedeni beyninin bir
kısmını yeniden istediği biçimde kullanabilmesidir.
Karışık anksiyeteden kurtulabilmek için öncelikle olumsuz düşüncelere
meydan okumak gereklidir. Kaygıları not etmek ve bu kaygıları sırayla yenmek
çok önemlidir. Ayrıca hasta kendine dikkat etmelidir. Rahatlama teknikleri
uygulamalıdır. Düzenli olarak egzersiz, düzenli uykuyla birlikte alkol ve
nikotin tüketimini azalttıkça anksiyeteyi kontrol altına almak daha kolay
olacaktır.
Bunların yanında hastalık kronikleştiğinde acilen uzman bir doktora
gözükmek gerekir. Doktorunuz size psikolojik ya da ilaç tedavisi
uygulayacaktır. Depresif bozukluğun kronikleştiğinde ciddi fakat tedavisi
mevcut olan bir hastalık türüdür. Doktor genelde antidepresan reçetesi ile
birlikte bir konuşma terapisi olan psikoterapiyi de önerecektir. Bazen
antidepresan yeterli gelmezse etkisini arttırmak için ek ilaçlar da takviye
edilebilir.
Hastanın doktoruyla konuşarak yaşam tarzına uygun bir tedavi çeşidi
bulması çok önemlidir. Doktorun hastaya uygun tedaviyi bulabilmesi için
hasta üzerinde farklı ilaçlar denemesi gerekebilir. İlaç yetersiz olduğu
zamanlarda depresif bozukluk için Elektrokonvulsif Terapi yani EKT
uygulanabilir. Buna şok tedavi de denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder