Hastalık Nedir ?
Organizmada bütün sistemler, organlar, hücreler, hücre organelleri ve üretilen bütün maddelerin zerrecikleri birbirinden haberdardır ve mükemmel bir uyum (homeostasis} içindedir. Bağışıklık sistemi bu uyumu titizlikle muhafaza eder; bu uyuma zarar verebilecek veya değiştirebilecek her tür maddeyi antijen (düşman) olarak kabul eder ve duruma göre savunma taktiği geliştirir.
Mizaca uygun olmayan doğal besinler, GM ve katkılı hazır lürünler, bütün tıbbi ilaçlar, kimyasal maddeler (deterjan, vücut bakım ürünleri vb.) antijen sınıfına dahildir. Bu antijenlerden herhangi biri sindirim, solunum veya cilt yoluyla organizmaya girdiğinde bağışıklık sistemi geliştirdiği savunma taktiğini devreye sokar.
Hastalık sebeplerini bilmeyenler için, bağışıklık sisteminin 'homeostasis'i savunması hastalık olarak görünür ve gerçek hastalık gözardı edilmiş olur.
Az Çiğnemek
Sindirim, ağızda tükürük bezlerinin salgıladığı fermentler ile başlar. Organik asitler, aromatik maddeler ve tuzlar çiğneme sırasında fermentlerle karışır ve bir kısmı ağızdaki kılcal damarlara süzülür. Karbohidratların ağızda başlayan sindirimi midede aynı enzimlerle devam eder. Alınan besinin kimyasal yapısı hakkında toplanan veriler ağızdaki akupunktur noktaları vasıtasıyla -beyne gönderilir.
Beyin bu bilgiyi analiz eder ve sindirimi buna göre programlar. Besin ne kadar iyi çiğnenirse, beyin sindirim sistemini o derece iyi hazırlar. Yeterince çiğnenen bir besinin tadı ve kokusu ağızda dağılır ve kaymağa benzer bir nesne (kimus) haline gelir. Bu ise 15-40 çiğneme hareketi ile sağlanabilir. Ağızda çok miktarda akupunktur noktası bulunur (her bir dişin dibinde 2'şer tane).
Çiğneme esnasında besinlerden ayrılan enerji bu akupunktur noktaları vasıtasıyla vücudun genel enerji dolaşımına karışır. Bu yüzden küçük yudumlarla içmek ve küçük lokmalar halinde yemek gerekir. Süt, et suyu, meyve-sebze suyu veya su küçük yudumlarla alınır, ağızda ılıtılır, tükürükle iyice karıştıktan sonra yutulur.
Gıdalar yeterince çiğnenmezse, sindirim ilk basamaktan itibaren bozulur. Hızlı yiyen daha çok yemeye mecbur kalır, çünkü -vücut sadece kimyasal bağlantıları çözme işlemi sonucunda oluşan enerjiyi kullanır, ağızdaki akupunktur noktaları vasıtasıyla besinden alınması gereken enerjiyi kullanamaz. İyi çiğnenmemiş yemek, kütleler halinde mideye gelir. Mide bu kütleleri hazmedemez, sadece çürütür. Taze ekmek, beyaz ekmek (özellikle kan grubu "O" için) ve et parçaları (özellikle kan grubu "A" için) en zararlısıdır.
Midede çürümeye başlayan kütleler ve parçalar bağırsaklara iner ve orada çürümeye devam eder. Bağırsaklardaki çürüme kandaki lökositleri (akyuvarlar) artırır. Bağışıklık sistemi bu duruma karşı koruma programı geliştirmek zorunda kalır. Bu hata, her yemekle birlikte tekrarlandıkça, bağışıklık yetmezliğine kadar götürür.
Ancak taze meyve ve sebzelerin lifleri, çekirdekleri ve kabuklarında böyle bir tehlike sözkonusu değildir. Bunlar bağırsaklarda yaşayan yararlı mikroplan artırır. Bunun için meyve ve sebzeleri kabuklarıyla ve birkaç çekirdeğiyle berlikte yemek gerekir. lyi çiğnemenin yararlan • Yemeği iyi çiğneyen, az çiğneyene göre, daha az yer-içer. Çünkü besinden aldığı enerjiyi eksiksiz kullanmış olur.
- Karışık yenen yemeğin zararı azalır.
- Sindirim süreci kısalır.
- Mide, pankreas, karaciğer ve bağırsakların işi kolaylaşır.
- Çok daha az enzim (insülin dahil) harcanır.
- Mide, bağırsak, karaciğer, pankreas, bağışıklık sistemi, diyabet, tümör, kanser, alerji, diş, sinir ve ruh hastalıklarından emin olunur.
- Mevcut olan hastalıklar hafifler.
- Şişmanlığın önüne geçilir, v.s. Büyük alimler uyuşturucu, sigara, alkol bağımlılığı gibi psikolojik, ruhsal ve sinirsel hastalıkların temelinde az çiğnemenin yattığı konusunda hemfikirdir.
- İyi çiğnenmeyen yemek karaciğer, dalak ve kalp için ağır bir yüktür
- Bu organların durumu ise ruhsal dengeyi doğrudan etkiler.
- Büyüklerimiz, "Büyük lokma alan ve iyi çiğnemeyene delilik isabet eder", derlerdi.
- Hazımsızlık, diyabet, mide, bağırsak, karaciğer, dalak ve tüm sağlık problemlerinden kurtulmak için bazen sadece beslenme ve çiğneme alışkanlıklarını düzeltmek yeterli olabilmektedir.
- Fazla Yemek "Her hastalığın temelinde tokluk vardır." Hz. Muhammed (s.a.v.)
- 'Temek onlar için bir ceza, bir ağ, bir tuzak ve bir pranga olacaktır." Hz. Davut (a.s.) "Çok yeme ağacı diken, hastalık meyvesi toplar''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder