Psöriatik artrit, sedef olarak bilinen cilt hastalığına maruz kalan kişilerin yaklaşık %20'sinde görülen, eklem iltihabının ismidir. Hastalık birçok eklemde etkili olabilir ve ortaya çıkan şikayetler kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Psöriatik artrit, hakim olduğu eklemin hasarlanmasına yol açar. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Erken tanı ve uygun tedaviyle hastalığın yol açabileceği sakatlık riski azaltılır.
Psöriatik artrit nedir?
Psöriazis, toplumda sedef olarak bilinen, ciltte döküntü, kızarıklık ve pullanma gibi yakınmalarla seyreden bir cilt hastalığıdır. Bağışıklık sisteminin kişinin derisine saldırması sonucu ortaya çıkar. Bazı sedef hastalarında ise bağışıklık sistemi deri haricinde eklemlere de savunma göstererek iltihap oluşmasına neden olur.
Sedef hastalığı gibi psöriatik artrit hastalığı alevlenme ve yatışmalarla devam eder. Hastalığın belirtileri kişiden kişiye fark edebilir. Hastalığa sahip olan aynı kişide bile zaman zaman tutulan eklem yerinde değişiklik yaşanabilir.
Psöriatik artrit, vücudun herhangi bir ekleminde etkili olabilir. Bazen tek bir eklemde, bazen birden fazla eklemde hakim olabilir. Omurga, bel, boyun, ayak, diz gibi büyük eklemlerde de hastalık tutulmalara yol açabilir. Bazı hastalarda el ve ayak parmaklarında tamamen şişlik ve kızarıklık görülebilir. Bu durum tıpta daktilit olarak tanımlanır. Tırnaklarda çukurluk ya da kabalaşma, tırnak yatağından ayrılma gibi değişiklikler yaşanabilir.
Psöriatik artrit, eğer omurgada hakim olmuşsa spondilit adı verilen sırt ve boyun ağrısına, eğilirken kısıtlanmaya yol açar. Tendon ve bağların kemiklerde tutunduğu yerlerde hassasiyet meydana gelir. Bu hassasiyet entezit olarak tanımlanır. Ayağın arka tarafı, topuk kısmı, tabanı, diz önü, dirsek ya da daha farklı alanlarda şiddetli ağrılar yaşanabilir.
Psöriatik artrit nedenleri nelerdir?
Psöriatik artritin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak hastalığın %40'lık kısmının genetik olarak geliştiği düşünülmektedir. Ailesin sedef ya da sedefe bağlı gelişen artrit geçmişi olan kişilerde hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir. Yapılan çalışmalara göre bu hastalığın gelişiminde birçok gen sorumlu tutulmaktadır. Geçirilen enfeksiyonlarda hastalığın gelişmesine neden olabilir.
Psöriatik artrit için kimler risk altındadır?
Daha 30-50 yaş aralığın olan kişilerde hastalığın görülme olasılığı olsa da çocuklarda da gelişebilir. Kadın ve erkek ayırt edilmeksizin her iki cinste de eşit oranlarda gelişebilir. Sedef hastalığına maruz kalanların ortalama olarak %20'sinde psöriatik artrite rastlanır. Başlangıçta ciltle ilgili problemler yaşanırken zamanla artrit meydana gelir. Bazen cilt bulgularıyla artrit aynı anda gelişebilir. Nadir durumlarda da önce eklem sorunları daha sonra cilt sorunları gelişir.
Psöriatik artrit nasıl teşhis edilir?
Psöriatik artrit teşhisi için romatoloji uzmanına başvurmak gerekir. İlgilin uzman ilk önce hastada sorunlu eklemleri, sedefin belirtilerini detaylı bir şekilde araştırır. Eklemlerde oluşabilecek hasarı tespit etmek için röntgen çekilir. Eklem ve omurgaları daha ayrıntılı incelemek adına MR, ultrason ve tomografi taramaları uygulanır. Kan tetkikleri yapılır. Kan tetkikleri gut, romatoid artrit ve osteoartrit hastalıklarını ekarte etmek için uygulanır. Hastalara uygulanan tetkiklerde inflamasyona ya da hafif seyreden bir anemiye rastlanabilir. Bazı durumlarda deriden biyopsi alınarak sedef hastalığının tanısı kesinleştirilebilir.
Psöriatik artrit tedavisi nasıl yapılır?
Hastalığın tedavisi hastadan hastaya ve tutulan ekleme bağlı olarak farklılık gösterir. Başlangıçta eklemlerde oluşan iltihabı önlemek adına steroid olmayan ilaçlar, mide koruyucu ile birlikte reçete edilir. Tek bir tane eklem tutulmuşsa eklem içine kortikosteroid enjekte edilebilir. Hastalığı kontrol altına alabilmek ve eklemlerde gelişebilecek hasarın önüne geçmek için hastalığın seyrini değiştirmekte etkili olan romatizma ilaçları kullanılır. Bazen birkaç tane ilaç birbiri ile kombine biçimde kullanılabilir. Hastalığa ve bu ilaçlara direnç gösteren kişilerde daha farklı ilaçlar kullanılabilir. Hastalık nedeniyle eklemlerde ciddi hasralar oluşmuşsa bunun tamiri için cerrahiye gerek duyulabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder