Sağlıklı her kadın, ergenlik döneminden menopoz dönemine kadar her 28 günde bir âdet görür. Kadın üreme sisteminin her ay düzenli olarak kendini olası gebeliğe karşı hazırlaması olarak tanımlanabilen bu durum, pek çok farklı nedenden dolayı gerçekleşmeyebilir. Âdet gecikmesinden bahsedilebilmesi için kişinin âdet başlangıcının en az 7 gün süreyle gecikmiş olması gerekir. Gebelik dönemi hariç olmak üzere yaşanan bu gecikme, bir yıl içinde 2 ya da 3 kez yaşanabilir.
Adet gecikmesi sebepleri, Adet gecikmesi birçok kadının hayatının belli bir döneminde yaşadığı problemdir. Normal şartlar altında üreme çağındaki kadınların her ay düzenli bir biçimde adet kanını görmeleri gerekir. Eğer bu adet kanı görülmüyorsa ve sekteye uğruyorsa gidişatta bir sıkıntı olduğunu gösterir. Adet gecikmesine neden olan birçok sebep vardır. Bu sebepleri bir başlık altında toplamak mümkündür:
Herhangi bir sağlık problemi olmayan kadınlar, ergenlikten menopoz dönemine kadar 28 günde bir adet kanamasına maruz kalır.
Bu döngü pek çok farklı nedenden sekteye uğrayabilir ve gecikmeler yaşanabilir. Adet gecikmesinden bahsedebilmemiz için, adet başlangıcını minimum 7 gün süreyle geçmiş olması gerekmektedir.
Araştırmalar gösteriyor ki hemen hemen her kadında adet düzensizliği belli dönemlerde yaşanmaktadır. Bir yıl içinde 2 ya da 3 seferden daha sık maruz kalınan gecikme ciddi sağlık problemlerinin ayak izleri olabilir.
Çevresel faktörler, stres, psikolojik faktörler, mevsimsel geçiş dönemleri, hormonal durumlar ya da kullanılan çeşitli ilaçlar gibi daha minör durumlarda neden olabilmektedir.
İlk kez adet olan kişi için bu durum biraz daha farklı işler. Periyodik döngü tam olarak oturana kadar süreçte düzensizlikler yaşanması oldukça normaldir.
Adet Gecikmesi Nedir?
Herhangi bir sağlık problemi olmayan her kadın 21 ila 35 gün süre zarfında ya da ortalama olarak 28 gün günde bir adet döngüsünü (menstrüasyon dönemini) yaşar. Bu döngünün dışında yaşanan sapmalar (minimum 7 gün) adet gecikmesi olarak adlandırılır.
Bir periyot dönemi yaklaşık olarak 2 ila 7 gün arasında seyreder. Vücuttaki hormonların harmonisi menstrüasyon döneminin düzenini şekillendiren en mühim faktördür.
Kişinin gebe kalması ile birlikte adet kanaması da kesilir, kanamanın 7 gün ya da daha uzun bir süre zarfında kesilmesi adet gecikmesi olarak tanımlanır.
Yıl içerisinde 2-3 kez yaşanan düzensizlik normal karşılanabiliyorken, 3’ten fazla durumda olması halinde hekiminize başvurup nedenlerinin irdelenmesi tavsiye edilmektedir.
Nedenleri
Adet Gecikmesi Nedenleri Nelerdir?
Adet gecikmesine neden olabilecek pek çok farklı sebep bulunmaktadır. En bilinenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Hamilelik: Adet gecikmesine neden olan sebeplerin başında gelir. Korunmasız şekilde aktif cinsel hayatı olan kadınlarda gebeliğe bağlı olarak adet gecikmesiyle karşı karşıya kalınabilir. Yoğun Egzersiz Programları: Egzersizlerini arttırdığın ve buna rağmen günlük tükettiğin kalori miktarını azalttığın durumda adet gecikmesi sorunu ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Kronik Hastalıklar: Adet düzensizliği üzerinde bir yıldan daha fazla süren ya da ömür boyu etkisi baki olan kronik hastalıklar da doğrudan etkilidir. Polikistik Over Sendromu: Yumurtaların üzerinde yer alan kistlerin erkeklik hormonlarını fazla üretmesi adet gecikmesine neden olabilir. Erkeklik hormonunun fazla olması kistlerin artmasına neden olurken, kistler de erkeklik hormonlarını tetikler ve bu kısır döngü devam eder. Bunun tedavisi ilaç yoluyla gerçekleşmektedir. Kilo Kaybı veya Aşırı Kilo Alma: Eğer kilonuz normal kilonuzun %10 altında seyrediyorsa vücudunuzun çalışma prensibi değişir ve bu da yumurtalamayı olumsuz yönde etkiler. Fazla kilolu ve hatta obezite ayarında olan kadınlarda da adet gecikmesi sorunu baş göstermektedir. Fazla kilo hormonal değişikliklere sebebiyet verir ve bu da adet gecikmesini tetikler. Emzirme, Lohusalık Dönemi: Emzirme ve lohusalık dönemi boyunca kişi adet görmeyebilir ya da çeşitli adet gecikmeleri yaşayabilir. Emzirme döneminin nihayete ermesiyle kişinin adet döngüsü normal düzenine geri döner. Doğum Kontrol İlaçları: Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar adet düzensizliği ile sık sık karşı karşıya kalır. Belirli aralıklarla alınan doğum kontrol ilaçlarının bırakılmasının ardından adet düzensizliğinin toparlanması 6 ay gibi bir süreyi bulabilir. Stres Faktörü: Beynin hipotalamus bölgesi adet dönemini düzenler. Stres dönemi esnasında yaşanan durumlar beyni etkiler ve adet gecikmesine sebebiyet verir. Tiroid Bozuklukları (Guatr): Kişinin Hipertroidi ya da Hipotroidi olması da adet geciktirici etkiye sebebiyet verebilir. Erken Menopoz: 45 ile 55 yaşları arasında genellikle kadınlarda menopoz süreci yaşanır. 40 yaş ve daha da erken evrede görülen peri-menopoz dönemi yumurtaların sayısının azalarak adet düzensizliğine sebebiyet verir. Adet gecikmelerinin en yaygın sebebi hamileliktir. Bir kadının stresten, günlük yaşantılarıyla ilgili oluşan beklenmedik değişiklikler veya mevsimlerin geçişi esnasındaki etkenleri adet gecikmesi sebepleri arasında sayabiliriz. Yaşanan büyük travmalar, ameliyatlar hastada hem psikolojik olarak hem hormonal olarak stres yaratır. O yüzden ameliyattan sonraki ilk evrelerde adet gecikmesi çok sık görülür.Gebelikten korunmak için doğum kontrol hapı kullanılması, yapılan korunma iğneleri, kolunuza uygulanan hormon çubuklarının içinde yer alan hormonların yan etkileri de sebep olan başlıca etkenlerdir.
Eğer siz de adet gecikmesi problemi yaşıyorsanız, sağlık kontrollerinizi yaptırmak için hekime başvurmayı ihmal etmeyin.
Belirtiler
Adet Gecikmesinin Belirtileri Nelerdir?
-
Yoğun karın ve bel ağrısı çekmek
-
Hamile kalma potansiyalinizin olması
-
Evde yapılan bir gebelik testinin hamile olduğunuz sonucunu
göstermesi
-
İki düzenli periyodu kaçırmanız ve altındaki etken nedeni
bilmemeniz.
-
16 yaşına kadar regliyi görmemeniz
- 14 yaşına kadar göğüslerinizin büyümemesi ya da kasık tüylerinin gelişmemesi.
-
Âdet Gecikmesi Nedir?
Menstrüasyon dönemi ya da âdet döngüsü, her 21 ila 35 gün arasında ya da farklı bir deyişle ortalama 28 günde bir vajenden kan gelmesi olarak tanımlanabilir. 2 ila 7 gün arasında süren kanama, âdet kanaması olarak adlandırılır. Âdetin gecikmesi ise âdet kanamasının en az 7 gün süreyle gecikmesi durumudur. Menstrüasyon döneminin bir düzen içinde olması, vücutta pek çok farklı organın uyum içinde çalışmasına ve hormonal düzene bağlıdır. Âdet oluşumu için öncelikle beyinde yer alan hipotalamus bölgesi hipofiz bezini uyarır. Bir endokrin organı olan hipofiz bezi uyarıldığında LH ve FSH hormonlarını salgılar. Bu hormonlar kan dolaşımı yoluyla vücuda yayılır ve yumurtalıklara ulaştığında yumurtalık rezervinde bulunan yumurta foliküllerinin bir kısmının olgunlaşma sürecine girmesini sağlar. Yumurtaların içinde bulunduğu folikül ya da farklı bir deyişle kesecik, yeterince olgunlaştıktan sonra çatlar. Yumurta, olası döllenme için yumurtalıklarla rahim arasında bir kanal görevi gören fallop tüplerine atılırken yumurta folikülü, östrojen hormonu salgılar. Östrojen hormon seviyesinin yükselmesine bağlı olarak rahim duvarı ya da tıptaki adıyla endometrium kalınlaşır. Bu durum, olası gebelik durumunda embriyonun rahme tutunmasını ve bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için uygun ortamın oluşmasını sağlar. Ancak yumurta döllenmediğinde kan düzeyindeki östrojen hormonu azalırken progesteron hormonu artışa geçer. Progesteronun etkisiyle kalınlaşan rahim duvarı, pul pul dökülerek bir miktar kanla birlikte vajina yoluyla vücut dışına atılır. Âdet kanamasının başladığı gün 1. gün olarak kabul edilir ve bu döngü, ortalama olarak her 28 günde bir kez tekrarlanır. Bazı kadınlarda âdet döngüsü, her 21 ila 35 gün arasında da gerçekleşebilir. Normal sınırlar içinde kabul edilen bu durum kişiden kişiye farklılık gösterir. Kişinin gebe kalması durumunda âdet kanaması kesilir. Anacak gebelik dışında âdet kanamasının 7 gün ve daha uzun süreyle kesilmesi durumu, âdet gecikmesi olarak tanımlanır. Yani kişinin âdet kanamasının 5 gün gecikmesi normal bir durum olarak kabul edilirken, 10 gün gecikmesi bir problemin habercisi olabilir. Pek çok sağlık probleminin belirtisi olarak oluşabilen bu durumun bir yıl içinde 2 ya da 3 kez yaşanması çoğunlukla önem teşkil etmese de yıl içinde 3'ten fazla kez gerçekleşen âdet gecikmesinin nedenlerinin araştırılması gerekir. Âdet gecikmesi sebepleri konusuna geçmeden önce sıklıkla sorulan "Âdet gecikmesi belirtileri nelerdir?" sorusunu yanıtlamak gerekir.
Âdet Gecikmesi Belirtileri Nelerdir?
Âdet gecikmesi pek çok farklı durumdan oluşabilir. İlk âdet kanamasının başladığı dönem olan ergenlik ile menopoz dönemleri haricinde âdet kanamasının 7 günden daha fazla gecikmesi normal kabul edilmez. Âdet gecikmesi, her 28 günde bir âdet gören kişi için 36 gün boyunca âdet görmemesi durumudur. Farklı bir deyişle âdet gecikmesi varlığında kişide farklı bir belirti görülmez. Sağlıklı bireylerde gebelik haricindeki dönemlerde âdet döngüsünün düzenli bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Sıklıkla merak edilen bir diğer soru da "Âdet gecikmesi nedenleri nelerdir?" şeklindedir.
Âdet Gecikmesi Sebepleri Nelerdir?
Hormonal denge ve fizyolojik açıdan problemi olmayan her kadın, ergenlik ile menopoz dönemi arasında düzenli olarak âdet kanaması görür. Ortalama her 28 günde bir gerçekleşmesi beklenen kanamanın 21 ila 35 gün arasında gerçekleşmesi de tıbbi açıdan sağlıklı bir durum olarak kabul edilir. Ancak âdet kanamasının 7 gün ve daha fazla süreyle gecikmesi, âdet kanaması olarak tanımlanır. Âdet gecikmesinin pek çok farklı sebebi bulunur. Sıklıkla âdet gecikmesine yol açan etkenlerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:
- Gebelik: Âdet gecikmesine yol açan ve sık görülen nedenlerin başında hamilelik gelir. Korunmasız bir şekilde aktif cinsel hayatı olan kadınlarda gebeliğe bağlı olarak âdet gecikmesi görülebilir.
- Emzirme: Emzirme dönemi boyunca kişi âdet görmeyebilir. Ayrıca âdet düzensizlikleri de yaşayabilir. Emzirme döneminin sona ermesinin ardından kişinin âdet döngüsü, normal düzenine geri döner.
- Doğum Kontrol İlaçları: İmplante edilen doğum kontrol yöntemlerinin yanı sıra enjeksiyonla ya da tablet yoluyla vücuda alınan doğum kontrol ilaçları, kişinin âdet döneminin gecikmesine yol açabilir.
- Tiroit Problemleri: Hipertiroidi ya da hipotiroidi gibi sağlık sorunları, kişinin vücudunda hormonal değişime yol açabilir. Bu da kişinin âdet kanamasının gecikmesine neden olabilir.
- Polikistik Over Sendromu: Yumurtalıklarda oluşan kistik yapılar, kişinin yumurtlama fizyolojisinin farklılaşmasına yol açar. Yumurtlama döngüsünün bozulmasına yol açan polikistik over sendromu bazı durumlarda yumurtlamanın tamamen durmasına da neden olabilir. Yumurtlamanın kesintiye uğraması ya da tamamen durması, hormonal düzenin bozulmasına ve dolayısıyla âdet gecikmesine yol açabilir.
- Kronik Hastalıklar: Hormonal dengenin değişmesine yol açan diyabet ya da çölyak gibi sağlık problemlerinin yanı sıra kilo değişimine yol açan bazı rahatsızlıklar da âdet gecikmesine neden olabilir.
- Menopoz: Üreme çağının sona erdiğinin bir işareti olan menopoz döneminde âdet kanaması tamamen kesilse de menopoz dönemi başlangıcında âdet döngüsü düzensizleşerek kanamanın gecikmesine yol açabilir.
- Düşük Kilo: Kişinin farklı sebeplere bağlı olarak kilo kaybetmesi, vücuttaki hormonal düzenin değişmesine yol açarak kişinin âdet döneminin gecikmesine neden olabilir.
- Fazla Kilo: Obezite ya da şişmanlık, pek çok farklı sağlık problemine yol açabileceği gibi kişinin hormonal dengesini bozarak âdet gecikmesi yaşamasına da yol açabilir.
- Stres: Stres başlı başına vücut fizyolojisini etkileyebilir. Yoğun strese maruz kalan kişilerde hormon salınımı düzensizleşebilir. Bu da kişinin âdet gecikmesi yaşamasına neden olabilir.
Âdet Gecikmesi Tanı ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Kişinin âdet kanamasının 7 gün ve daha uzun süreyle kesilmesi âdet gecikmesi olarak tanımlanır. Dolayısıyla kişi bu şikayetle hekime başvurduğunda hekim öncelikle hastanın anamnezini alır. Kişinin âdet düzenini sorgular. Ardından hekim, kişinin genel sağlık durumunun ve hormonal dengesinin araştırılması için hastayı muayene eder ve ek tetkikler ister. Laboratuvar testlerinin yanı sıra bazı durumlarda radyolojik görüntüleme tetkiklerinin yapılmasını isteyebilir. Âdet gecikmesine yol açan odak hastalığın tanısının koyulmasıyla birlikte tedavi aşamasına geçilir. Bu noktada tedavi, odak hastalığa göre pek çok farklı yöntemle yapılabilir.
Eğer siz de âdet gecikmesi yaşıyorsanız, sağlık kontrollerinizi yaptırmak için en yakın sağlık kuruluşuna başvurmayı ihmal etmeyin. Sağlıklı günler dileriz.
Adet düzensizliği, kadınların hayatları boyunca sıkça karşılaştıkları sorunların başında geliyor. Her 10 kadından 1’inde görülen erken menopozun da başlıca belirtileri arasında yer alan adet düzensizliklerinde altta yatan etkenler 20’li ve 40’lı yaşlarda farklılık gösteriyor.
Adet düzensizliği gençlerde hormonal nedenlerden kaynaklanırken, daha ileri yaşlarda ise organik nedenlerin etkili olduğu görülüyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, adet düzensizliği nedenleri, adet düzensizliği belirtileri ve adet düzensizliği tedavisi ile ilgili bilgi verdi.Adet Düzensizliği Neden Olur?
Adet düzensizliği kişiye göre farklılık gösterir. Çoğu kadın için normal bir adet döngüsü 24-35 gün arasında seyreder ve ortalama 5 -7 gün sürer. Miktar olarak bakıldığında ise günde 3-4 pet değiştirilmesi normal olarak kabul edilir. Bunların dışındaki her şey adet düzensizliğine girer. Bununla birlikte, kadınların önemli bir kısmında düzensiz adet döngüsü gözlenir. Bu durum, döngülerin normalden daha kısa veya daha uzun olması anlamına gelir. Adet döngüsünün 21 günden kısa olması, “sık adet görme” olarak tanımlanırken, 35 günden daha geç adet görülmesine ise “seyrek adet görme” denir. Hiç adet görülmemesi ise başlı başına bir sorun olarak değerlendirilir. Adet düzensizlikleri, 20’li yaşlardaki kadınlarda hormonal nedenlerle ortaya çıkarken, daha ileri yaşlarda hiperplaziv, polip, kanser gibi organik nedenlerden kaynaklanabilir. Adet düzensizliğinin öksürük gibi bir belirti olduğunu ve mutlaka bir sebebinin olduğunun altını çizen hekim, tedavi yöntemlerinin de altta yatan nedene ve yaşa göre farklılık gösterdiğini söyledi.
Sık Adet Görenler DikkatAsıl önemli sorunun, yaratabileceği kan kaybı ve kansızlık nedeniyle sık adet görme olduğunu söyleyen hekim, “Demir eksikliği kadınların veriminin düşmesinde çok önemli bir faktördür. Miyom, polip ya da yumurtalıklarda bir kitlenin varlığı sık adet görmeyle kendini gösterebilir. En çok üreme çağı ve menopoz grubundaki kadınlarda ortaya çıkıyor. Eğer altta yatan neden rahim içi kalınlaşması ise menopoza yakın dönemde de sık adet görme sorunuyla karşılaşılabiliyor” diyor.
Polikistik Oover Sendromu, Adet Düzenini BozuyorSık adet görmenin yarattığı önemli bir sorun da polikistik over sendromu. Bu sorunu yaşayan her 10 kadından 1’inde görülen polikistik over sendromunda, kistler erkeklik hormonu benzeri hormon salgılayarak adet düzenini bozuyor. Kadında tüylenme, sivilce, akne oluşumu, kilo alma gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Kilo almaya bağlı olarak da hastalık sürekli derinleşiyor. Yine her 10 kadından 1’inde görülen erken menopozda da polikistik over benzeri belirtiler görülür. Eğer kadın üreme çağı dediğimiz 20’li ya da 30’lu yaşlarındaysa polikistik over ya da erken menopoz olma ihtimali vardır. Kist, miyom gibi nedenlerden kaynaklanmaz. Yani sorun hormonal bir bozukluktur; ya yumurtalık rezervi çok fazla ya da yumurtalık rezervi çok azdır.
Adet Miktarı Ne Anlatıyor?Adet miktarı da bazı hastalıklar için ilk işarettir. Miktarın azlığı durumunda rahimde kitleler, menopoz, yumurtalık rezervini azaltan hastalıklar altta yatan nedenler olabilir. Miktar fazlaysa hipotiroidi, polip, miyom, kistlerin varlığına işaret edebilir. Adet düzensizliğinin üreme yaşındayken farklı menopoz yaşındayken farklı nedenleri olur. Bunun için tedavi yöntemleri de yaşa göre farklılık gösterir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder