Anksiyete Kişilik Bozukluğu Nedir ?

 

Anksiyete kişilik bozukluğu: günümüzde yaygın olan psikolojik bir rahatsızlıktır. Bir bireyde kişilik iç ve dış tepkilerin, iç güdülerin, eğilimlerin, kazanılmış ve ya kaybedilmiş deneyimlerin biyolojik yeteneklerin toplamından oluşur. Anksiyete ise nedeni bilinmeyen belirsiz sebeplere dayanan bilinmeyen bir kaygı, korku, sıkıntı, kötü ve olumsuz bir durumla karşılaşma hissinden oluşur. 

Anksiyete kişilik bozukluğu olan birey hayattan devamlı olumsuzluklar beklemektedir ve doğal olarak bu durumun bunaltı hissini taşımaktadır. Birey devamlı olumsuzluklar için alarm durumunda beklemektedir bir yandan da bu durumun yani negatif bekleyişin bireye kazandırdığı koruyucu bir yanı vardır. 

Birey olumsuz durumlarla karşılaştığında kişi hazırlıklı olduğu için bu durumu en hafif şekilde atlattığı kanaatine varır bazen kaygı ve kötü durumlara hazırlıklı olmanın iyi bir durum olduğunu düşünebilir ama olumsuzluklar ve negatif bekleyişler zamanla bireyin psikolojisine hasar vermeye başlar Anksiyete kişilik bozukluğu bireyin kendiyle iç çatışmasından kaynaklanan bir problemdir.

Anksiyete kişilik bozukluğunun belirtileri:

1. Gerçeklik duygusu değişiklik göstermeye başlar.
2. Birey de dikkat dağınıklığı fark edilir şekilde gözlemlenmeye başlar.
3. Birey olaylar karşısında çözüm bulamama kendini kontrol edememe kaygısı ve korkusu yaşar.
4. Konsantrasyon güçlüğü yaşar konulara odaklanamaz
5. Birey çoğu durumda huzursuz ve panik havasına bürünür
6. Kalp atışlarının hızlanması ile kalp çarpıntısı yaşar bunun eşliğinde nefes alış verişlerinde düzensizlik kısaca nefes darlığı görülür.

Anksiyete kişilik bozukluğu olan insanlarda sürekli olarak endişe gözlemlenir ve bu endişe kişinin günlük hayatını olumsuz yönde etkiler. Her durumda olabilecek en kötü durumu düşünmeleri psikolojik olarak zamanla bunalma görülür. Anksiyete kişilik bozukluğunun oluşma sebeplerinde en büyük rolü stres üstlenir. Kişi stresli bir yaşama sahipse bu durum anksiyete kişilik bozukluğunu yaşamasına sebep olabilir.

Anksiyete kişilik bozukluğunun tipleri:

1. Panik atak
2. Sosyal fobi
3. Özgül fobi
4. Akut stres bozukluğu
5. Posttravmatik stres bozukluğu
6. Obsesif kompulsif bozukluk

Anksiyete kişilik bozukluğu nasıl teşhis edilir:

1. Birey Konularda ve olaylarda esneklik gösteremez.
2. Kişideki endişe kontrol altına alınamayacak boyutta olur.
3. Bireyin davranışları sürekli olarak toplumdan sapan ve iç yaşayış örüntüsünde uyumsuzluklar sergiler.
4. Birey nedensiz yorgunluklar yaşar.
5. Uykuya rahat dalamaz ve gece sık sık uyanır.
6. Karşılaştığı durumlar karşısında endişe korku ve kaygılarının aşırı olduğunun bilincinde olmasına rağmen bilinç dışı davranışlar sergiler ve endişelerini denetleyemez birey kendini sakinleştiremez.
7. Olayları algılama ve yorumlama konusunda kişide işlevsellik ve dürtü kontrolünde bozukluk vardır.
8. Bireyin durumu klinik ve toplumsal açıdan sorunlara neden olur.
9. Kişideki bu saplantı ve huyların uzun süredir devam etmesi.
10. Ufak seslere duyarlı olabilir ve hemen vücut irkilir.

Anksiyete kişilik bozukluğunun tedavisi:

Bu hastalığın belirtilerine sahip olan birey öncelikle psikiyatri uzmanıyla görüşmeli ve şikayetlerini dile getirmelidir. Uzmanlar yardımıyla anksiyete kisilik bozukluğunun fiziksel hastalıklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı teşhis edilmelidir. Yapılan incelemelerden sonra tedavi gören hastaların büyük bir bölümü olumlu sonuçlar alır. 

Bazen psikoterapi bazen de ilaçla tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Hangi tür tedavinin size uygun olacağını psikoloğunuz karar verdikten sonra ilaçla tedavi yada psikoterapi veya iki tedaviyi de bir arada alıp almayacağınıza doktorunuz karar verecektir. Bir hasta için uygun olan tedavi diğer hasta için uygun olmayabilir.

Anksiyete kişilik bozukluğu tedavisinde antidepresan ve anksiyolitik kullanılır. Doktorun uygulayacağı tedavi kaygı ve endişeyi minimum dereceye düşürmeye odaklıdır. Tedavide kullanılan ilaçların ciddi yan etkileri yoktur. Bağımlılık yapmazlar.Fakat doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır ve ilaçlar doktorunuzun önerdiği süre içerisinde ve önerdiği dozda olmalıdır.