Translate

21 Şubat 2022 Pazartesi

Anksiyete Krizi Nedir ?

 


Anksiyete Nedir?

Kaygılar, günlük yaşamda karşılaştığınız sorunlar ile baş edebilmeniz için sizi hazırlayıp, daha hızlı karar verebilmenize ortam hazırlar. Kaygı aslında beyninizin strese tepki vermesi ve sizi ileride yaşayabileceğiniz potansiyel tehlikeler konusunda uyarma şeklidir.

Toplumun yaklaşık olarak %18’i kaygı bozukluğu probleminden muzdariptir ve problemin artış derecesi ile beraber hastalık seviyesinde seyredebilir. Anksiyetesi olan bir kişi, her zaman en kötü senaryoyu düşünür ve bu düşünceler kontrolü dahilinde gerçekleşmez.


Sürekli olarak kaygı, endişe yaşayan bir kişinin sosyal hayatı sekteye uğrayabilir, ruhsal sağlığı bozulabilir ve gündelik işlerde ki verimi azalabilir. Bu yüzden kaygı bozukluğu olan kişilerin hayat kalitesi oldukça düşmektedir.

Anksiyete Krizi, Anksiyete, bir kaygı duygu durum bozukluğudur. Kaygı kontrol altında tutulduğu sürece zararlı bir duygu durumu değildir. Fakat yaşadığınız kaygı ne zaman ki korku ve endişe vermeye başladı ve bu durum yaşamınızı engelliyor işte bu noktada sıkıntınız var demektir. 

Stresli durumlarda yada baskı altındayken endişe duymanız çok normal bir davranıştır. Bu durumda yaşadığımız endişe bizi problem çözmeye yönlendirir, dikkatimizi odaklar. Ama stres ve baskı yaşamınızı ve insan ilişkilerinizi etkiliyorsa o zaman endişe sınırını aşmışsınız demektir. Birkaç soruya göz atalım. 

Eğer sorulara cevabınız evet ise ve bu durumu atlatamayacağınız hissi varsa anksiyete bozukluğu sizde de başlamış olabilir.
  1. Her yerde bir tehlike olabileceği düşüncesi taşıyor musunuz?
  2. Beklenmedik bir anda kalp çarpıntılarınız oluyor mu?
  3. Endişe duyduğunuz için günlük yapmanız gereken aktivitelerden uzak mı duruyorsunuz ?
  4. Size gerginlik yaşatan korkularınız var ve bundan kurtulamıyor musunuz?
Bu soruların yanı sıra anksiyetenin duygusal ve fiziksel belirtileri de vardır. Duygusal belirtileri; her an tehlike olabileceği düşüncesi, gerginlik, asabiyet ve en kötü olasılığı düşünme. Fiziksel belirtileri ise; terleme, baş ağrısı, uykusuzluk, kalp çarpıntısı, nefes almada güçlük, sık idrar yada ishal görülür. 

Anksiyete krizi, yoğun korku nöbetleridir. Genellikle herhangi bir belirti olmadan aniden gerçekleşir, 10 dakika içerisinde en yüksek seviyeye çıkar ve yaklaşık bir saat sürer. Geçen bu kısa süreçte korku duygusunu o kadar yoğun yaşamak ölüm hissini uyandırır. Kriz sonrasında bu durumu kimsenin yardımının olmayacağı bir yerde yaşamaktan korkabilirsiniz.

 Krizin belirtileri; göğüste ağrı ve kalp çarpması, kontrolünü kaybedeceği hissi, nefes darlığı ve bayılma hissi, sıcak basması, mide bulantısıdır. Bu durumda yardım almanız gerekmektedir. Aldığınız tedavi sonrasında kaygılarınız dayanılabilir seviyeye indirgenmektedir.

Anksiyete bir diğer adıyla kaygı bozukluğupsikolojik bir rahatsızlıktır. Günlük hayatımızda ara sıra anksiyete yaşamak olağandır. Çünkü zaman içerisinde karşı karşıya kaldığımız olaylardan ötürü endişelenebilir ya da gelecek ile ilgili maddi-manevi anlamda kaygılar duyabiliriz. Günlük yaşamda kaygı duymak her ne kadar normal olsa da, dozunda bir aşırılık mevcutsa o zaman tıbbi bir hastalıktan söz edebiliriz. 

Anksiyete bozukluğu olan kişilerde, yoğun, sürekli devam eden bir endişe hali ve günlük hayatta rastlanılan durumlara karşı korku vardır.Panik atak krizleriyle de kendini gösterebilir. Bu duyulan aşırı endişe, kaygı, panik durumu günlük aktivitelerin süregelmesini sekteye uğratır. Kontrol edilmesi ve yönetilmesi zor olduğu gibi, zaman öngörüsünde de bulunulamamaktadır. Bu halin belirtileri çocukluk, gençlik yıllarında başlayıp yetişkinliğe kadar devam edebilmektedir. Yetişkinlik döneminin ardından azalma eğilimindedir.

Anksiyete bozukluklarının kendi içinde; sosyal anksiyete bozukluğu, ayrılık anksiyetesi, spesifik fobiler, genelleştirilmiş anksiyete gibi bölümleri de mevcuttur. Bu bağlamda sadece bir değil birden fazla anksiyete bozukluğundan muzdarip olabilirsiniz. Bazen tıbbi bir tedavi ile çözüme ulaşılması gerekebilir.

Anksiyete Kimlerde Daha Sık Görülmektedir?

İstatistiklere göre, anksiyete bozuklukları kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Aşırı korumacı tavırla büyütülmüş çocuklarda, çevresinden hep olumsuz tepkiler alan ve sindirilmiş kişiliklerde anksiyeteye daha sık rastlanılmaktadır. 

Çocukluk çağında yaşanılan olumsuzluklar, travmalar ve mutsuzluklar arttıkça anksiyete riski de eş zamanlı olarak artmaktadır. Bunun yanı sıra ailede ya da akrabalarda anksiyete görülmesi riski artırır. Çünkü genetik geçiş bu rahatsızlıkta mümkündür.

Anksiyete Bozuklukları Nelerdir?

Anksiyete bozukluğunun birkaç türü mevcuttur:

Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu: Ortada bir neden olmadan duyulan aşırı endişe ve gerginlik hissiyatı.

Panik Atak: Ani ve yoğun korku, beraberinde panik atakları meydana getirebilir. Bu esnada göğsünüzde ağrı hissedebilir, vücudunuzda ter boşalması yaşayabilir, kalp atışlarınızda hızlanma gözlemleyebilirsiniz. Bazen süreç boğulduğunuzu ya da kalp krizi geçirdiğinizi düşünmenize sebep olacak kadar ağır seyredebilir.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Bireysel ilişkilerinizde, başkalarının sizin yaptıklarınızı yargılaması, alay etmesine karşı endişe, stres duyma haline denir.

Belirli Fobiler: Yükseklik korkusu şeklinde kendini gösterebilir. Bu korkuya sahip olan kişiler uçağa binmek ya da yüksek katlı evlerde oturmaktan dolayı endişe duyabilir.

Agorafobi: Kalabalığın içinde, acil bir durum yaşandığında hareket kabiliyetiniz kısıtlı olduğu için korku, endişe duyabilirsiniz.

Ayrılık Kaygısı: Sevdiğiniz kişiler yanınızdan ayrıldığında çok endişe duyuyor ve her an gözünüzün önünde olsun istiyorsanız ayrılık kaygısı problemi yaşıyor olabilirsiniz.

Seçici Dilsizlik: Bazı çocuklar ailesiyle konuşarak iletişim kurabilirken, toplum içinde konuşamamaktadırlar. Bu sosyal kaygıya seçici dilsizlik denmektedir.

Anksiyete Bozukluklarının Nedenleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluklarının nedenleri kesin olarak anlaşılamamıştır. Fakat travmatik olaylar, çeşitli deneyimler, sağlık sorunları, kalıtsal faktörler gibi etmenlerin kaygı bozukluklarını tetikleyebildiği görülmektedir.

  • Genetik sebeplerden kaynaklı anksiyete bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden akrabalarınız arasında bu rahatsızlığa sahip olan varsa risk altındasınız demektir.
  • Beyninizde ki korku ve duyguları kontrol eden bölümlerin hatalı bağlanması kaygı bozukluklarına sebebiyet verebilir.
  • Çevresel yaşadığınız travmalardan (çocuklukta istismar edilme, çok sevdiğiniz birinin ölümü veya saldırıya uğraması gibi) ötürü anksiyete bozukluğu yaşayabilirsiniz.
  • Kalpakciğertiroidşeker gibi sağlık sorunları anksiyete bozukluklarına sebebiyet verebilir.
  • Kullanmış olduğunuz ilaçların bir yan etkisi de kaygı bozukluğu olabilir.

Aile ve akrabalarınız arasında kaygı bozukluğundan muzdarip biri yoksa, çocukken böyle bir şey yok ve yeni yeni ortaya çıkıyorsa, altında tıbbi bir sebep yatıyor olabilir. Hekim tarafından kontrol edilip ona göre yol haritası çizilmelidir.

Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir?

Bazı faktörler anksiyete bozukluğu yaşama riskinizi artırabilir. 

  1. Çocukluk döneminde, cinsel istismar ya da ihmal yaşanması anksiyete riskini oldukça artırmaktadır.
  2. Travmatik olaylara maruz kalan bireylerin anksiyete bozukluğu yaşama oranı oldukça fazladır.
  3. Depresyonda olmak, anksiyete riskinizi artırır.
  4. Kendi sağlığınız ya da çevrenizdeki kişileri sağlığından duyulan endişe ve stres hali anksiyete bozukluklarını artırabilir.
  5. Madde bağımlılığı anksiyete riskini artırır. 
  6. Çocuklukta yabancılardan çekinen, kendini geri çeken, iletişim kurmayan kişilerde risk fazladır.
  7. Özgüven eksikliği, alay konusu olma gibi olumsuz düşünceler, algılar anksiyete bozukluğuna sebep olabilir.
  8. Belirli kişilik tiplerindeki kişiler anksiyete bozukluklarına yatkındır.
  • Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

    Anksiyete hastalığının bazı belirtileri aşağıdaki gibidir.

    1. Kendini gergin, huzursuz, panik halinde hissetmek
    2. Nefes darlığı, ağız kuruluğu yaşamak,
    3. Kötü bir şey olacakmış gibi endişeli hal
    4. Kalp atışlarında yaşanan aşırı hızlanma
    5. Aşırı terleme
    6. Ellerde titreme hali
    7. Odaklanma, konsantrasyon problemleri
    8. Hazımsızlık sıkıntıları
    9. Kaygı duymayı tetikleyecek etkilerden kaçınma hali
    10. Uyku problemleri başlıca semptomlardan sayılabilir.
    • Anksiyete Tanı Yöntemleri Nelerdir?

      Belirtilerin varlığından eminseniz, doktorunuz fiziki muayenenizi yapıp, ardından da tıbbi geçmişinize dair bilgilerle anamnezi dolduracaktır.

      Tetikleyebilecek bazı sağlık koşullarını elimine edebilmek adına bazı testler yapılmasını isteyebilir. Laboratuvar testlerinin hiçbiri anksiyete bozukluklarını özel olarak teşhis edemez, o yüzden yapılan testler, tıbbi geçmiş ve muayene aşamalarının bütünü rahatsızlığın teşhisi için önem arz eder.

      Doktorunuz ihtiyaç dahilinde sizi bir psikiyatristepsikoloğa veya başka bir akıl sağlığı uzmanına yönlendirebilir. Bu uzmanlar, sizin anksiyete bozukluğunuz olup olmadığını anlamak için çeşitli sorular sorabilir, belli araçlar kullanabilir ya da bazı testler uygulayabilir.

      Değerlendirme aşamasında ki bir önemli nokta da semptomlarınızın ne kadar süredir var olduğu ve ne kadar yoğun olduğudur. Kaygı, endişenizin günlük hayattan keyif almanızı engelleyecek düzeyde olup olmadığını doktorlara bildirmeniz teşhis için oldukça mühimdir.

    • Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

      Anksiyete bozukluğunun belirtilerini azaltmak ve rahatsızlığı yönetmek için birçok tedavi alternatifi mevcuttur. Fakat en yaygın iki tedavi psikoterapi ve ilaçlardır. Hangi tedavi yöntemine daha iyi cevap vereceğiniz, deneme-yanılma yoluyla saptanabilir.

      Psikoterapi: Psikolojik danışmanlık ya da konuşma terapisi olarak bilinen psikoterapi, kaygı semptomlarınızı azaltmak için bir terapistle beraber süreci geçirmeyi içerir. Bu danışmanlık türünde duygularınızın, davranışlarınızı nasıl etkilediğine şahit olabilirsiniz. Psikoterapi, anksiyete bozukluğunuzu anlamanın ve yönetmenin yollarını öğrenmek için oldukça etkili bir tedavidir.

      Bilişsel Davranışçı Terapi(BDT): Bu psikoterapi türü size olumsuz ve sizde panik yaratan düşünceleri ve davranışları nasıl olumluya dönüştüreceğiniz kısmında size kılavuz olur. Sizde korku ve kaygı meydana getiren durumlara karşı endişe duymadan yaklaşmanın ve bunları yönetmenin yollarını öğreneceğiniz etkin bir tedavi yöntemidir.  

      İlaç Tedavisi: Doktorunuz anksiyete semptomlarını hafifletmek için çeşitli antidepresanlar, ilaçlar, yatıştırıcılar kullanılabilir. İlaçların asıl amacı kısa süreli rahatlamadır, uzun süreli kullanılması amaçlanmamaktadır. Ayrıca hangi ilacın size daha iyi geleceğine karar vermek ve artılarını eksilerini konuşmak adına doktorunuzla bir araya gelmeniz iyi olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder




İDEAL KİLO HESABI BULMAK İÇİN İLGİLİ KISIMLARI DOLDURUNUZ



Boyunuz   cm




     
Kilonuz   kg İdeal Kilonuz   kg
Yaşınız      
Cinsiyetiniz Fark   kg