Peynir Hastalığı Nedir ?

Peynir Hastalığı, çok sık rastlanılır. Birçok ismi vardır. Farklı yerlerde farklı isimlendirilir. Diğer adları Brusella, Malta Humması, Akdeniz Humması gibi. Peynir hastalığı, bakteriler ile meydana gelen; keçi, koyun, manda, domuz gibi hayvanların etleri, hayvanlardaki sıvılar yani süt ve idrar gibi, sütten hazırlanan ürünler, infekte olan hayvanların hamileliğinde çeşitli aletler ile insanlara geçebilen bir rahatsızlıktır.

Peynir hastalığı her mevsimde görülmektedir. Ancak yaz aylarında biraz daha artış olmaktadır. Yaz aylarında yaylacılar yaylalara giderek oralarda doğal ürünler elde ederler. Yaz aylarında insanlar kırsal alanlara giderler ve oralarda taze olarak peynirler yaparlar, yağlar elde ederler, taze sütlere sahip olurlar.


 Organik olarak beslenerek, sağlıklı bir yaşam sürmek ister insan. Bu hastalık herkeste ve her yaşta görülmektedir. Fakat en çokta on beş ve otuz beş yaş arasında yaygındır.

Özellikle de bazı meslekleri icra eden insanlarda bu risk daha fazladır. Örnek verecek olursak; mezbahada çalışan insanlar, veterinerler, hayvan yetiştiren insanlar, sağlık sektöründe çalışanlar, et endüstrisinde çalışanlar gibi. Bu hastalığın oluşma evresi beş ve yirmi gün içerisinde oluşur.

Peynir hastalığının belirtileri şöyledir:

• Hastalarda titremeler meydana gelir. Üşümeler gerçekleşir.
• Yüksek oranda ateş çıkması beklenilir. Kırk dereceyi bulmaktadır. Ateşlenmesi genel olarak öğleden sonra başlar ve üşüme ile titremeyi meydana getirir. Ardından geceye doğru hastalarda terlemeler meydana gelir. Bu durum bir hafta ya da daha fazla sürebilir. Sonra ateş düşer. Fakat birkaç gün sonra tekrarlayabilir.
• Kas ve eklem ağrılarına neden olur.
• Ayrıca menenjit oluşumuna sebep olur.
• Deri döküntüleri meydana getirir.
• Depresyona bile neden olmaktadır.

Bu hastalık insana şu yollarla bulaşır:

• Sütten elde edilen ürünlerin tüketimi ile insanlara bulaşabilir. İnsanlar köylerde sütleri sağarken pastörize etmiyorlar. Sağdıktan sonra çiğ olarak sütten yağlar ve kremalar yapıyorlar. Sütler kaynatılmadığı için hastalıktan üreyen bakteriler hastalığa neden olur. Fakat yoğurtlardan bulaşmaz. Çünkü yoğurt yapılırken sütleri ısıtırız. Isıtmadan yoğurt yapılmadığı için bu hastalığı taşıma riski azdır
• Rahatsız hayvanların çıkarttıkları dışkılar, idrar veya doğun esnasında plasenta ile temas olunca hastalık bulaşır. İdrarın bulaşmasını örnek verecek olursak; diyelim vücudunuzda bir yara var siz hayvanları temizlerken, hayvanın idrarını yapmasıyla o idrarın sizin yaranıza temas etmesi.
• Hasta hayvanların etlerini çiğ olarak tüketmek yani pişirilmeden ya da az pişirilerek tüketilmesi. Örneğin etlerden karaciğer veya dalağı iyi pişirerek yemek gerekir.
• Hava yollarıyla bulaşır.

Bu konuda neler yapılabilir. Buna değinelim:

• Hayvanlarda ki bu hastalığı kontrol altına almalıyız. Onlara gerekli olan aşıları yaptırmalıyız.
• İnsanları bu konuda aydınlatmalıyız. Yapılan süt ürünlerini pastörize edilmelidir.
• Dışarıdan aldığımız süt ürünlerinin satıldıkları yerlere ve satış tarihlerine dikkat etmeliyiz.

Bu işlerde çalışan insanları bu konularda bilinçlendirdikten sonra nasıl önlem almalarını öğretmeliyiz. Bu işlerde çalışan insanlar eğitim vererek bu riskleri aza indirgemeliyiz. Peynir hastalığının insandan insana bulaşma olasılığı çok düşüktür. İnsandan insana bulaşma örnekleri çok azdır. 

Bu örnekler içerisinde ya annenin bebeğini emzirirken bu yolla bulaştırdığı görülür. Ya da cinsel ilişki yoluyla bulaşabildiğine dair birkaç örnek ile sınırlıdır. Peynir hastalığı hayvanlar özel bir hastalık olarak görülse de insanlarda da görülmektedir. 


Peynir hastalığı genel olarak romatizma rahatsızlığıyla karıştırılmaktadır. Çünkü belirtileri birbirine benzemektedir. Özellikle de kas ve eklem ağrılarının çok alması. Bakteriyel içerikli bir hastalık olduğu için bulaşıcıdır. Bunun tedavisi içinde hekime başvurmak gereklidir. Hekim kontrolü dahilinde ilaç tüketimi yapılmalıdır.