Aşı rapeli, çocukluk çağında uygulanan aşıların belli bir zamandan sonra yeniden
yapılmasına denir. Daha önce yapılan aşının yeniden uygulanması,
yani aşı rapeli, çocukların bağışıklık sistemini yeniden harekete geçirmek için
yapılır.
Aşı rapelinin tıp sözlüğündeki anlamı, tekrar yapılan güçlendirici aşı,ek aşıdır. Ana
aşılardan bir süre sonra yapılan, antikor yapımını arttırıcı ve güçlendirici
aşı demektir. Aşı rapeli bir anlamda aşının tutması için yinelenmesidir.
Yani bir çeşit pekiştirme işlemidir. Aşı rapeli uygulaması özellikle
difteri ve tetanoz gibi toksoid içeren veya pnömokok polisakkarit aşıları
gibi polisakkarit içeren aşılarda yapılmalıdır. Bu tür aşılarda aşı
yapılırken vücuda, bakteriye ait sadece bir toksin veya polisakkarin
verilir. Bu durumda bağışıklık sisteminin bakterilere karşı ömür boyu süren
antikor etkisi devam etmez.
Aşı, vücuda önceden belli maddeler, yani ölü mikrop, canlı mikrop veya mikrop
antijenleri gibi maddeleri vücuda vererek, kişinin belli hastalıklara
karşı dayanıklılığını arttırır. Aşı, birtakım hastalıklara karşı bağışıklık
sağlamak için, hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyiktir. Mikropların vücuda
girip çoğalmasına "enfeksiyon" denir. Vücuda karşı reaksiyon uyandıran, vücuda
yabancı olan maddelere "antijen" denir. Vücuttaki bu yabancı maddelere karşı
çıkan savunma maddelerine ise "antikor" denir. Bakterilerin vücuda saldığı
zararlı maddelere, yani bakteri zehirlerine "toksin" denir. Toksinlerin
zararsız hale getirilmesiyle, vücuttaki bakterilerin toksinlerine karşı aşılar
yapılmıştır. Bu aşıların en önemlileri tetanoz ve difteri aşılarıdır. Birçok
enfeksiyon hastalığında, hastalığı atlattıktan sonra kişinin vücudunda bu
hastalığa karşı bir dayanıklılık durumu yani bağışıklık durumu ortaya çıkar.
Bu bağışıklık kazandırma işlemi, insan vücuduna zararsız hale getirilmiş bir
şekilde veya etkisizleştirilmiş antijenleri uygun bir şekilde vücuda vererek
yapılır. İki tür bağışıklık vardır; aktif bağışıklık ve pasif bağışıklık.
Aktif bağışıklıkta vücuda antijen verilir ve vücudun kendisi bu antijenlere
karşı antikorlarını hazırlayarak savunmasını yapar. Pasif bağışıklıkta ise,
başka bir organizmada, o mikroba karşı oluşan antikorlar verilir. Bu
antikorların etkisi çok çabuk bir şekilde başlar fakat etkisi ancak birkaç
hafta kadar kısa bir zamanda geçer. Aktif bağışıklıkta bağışıklığın süresi
daha fazladır. Yani yıllarca devam eder. Başarılı bir bağışıklık sisteminin
kazandırılması, bakterilerin toksinlerine ve virüslere karşı mücadele ile
olur. Difteri, tetanoz gibi bazı hastalıkların belirtisi bakteriler değil
bunların salgılamış olduğu ekzotoksinlerdir. Bu tür hastalıklarda vücut
savunmasını bakteriye karşı değil, toksinlere karşı yapar.
Yaygın olarak kullanılan aşılar vardır: Difteri aşısı, boğmaca aşısı, tetanoz,
çocuk felci aşısı, kızamık, kızamıkçık aşısı, kabakulak aşısı, BCG aşısı.
Bunların dışında bir de özel olarak yaptırılan aşılar vardır. Kuduz aşısı,
hepatit-B aşısı, canlı çiçek aşısı. Her aşının en uygun zamanda yapılması
gerekir. Zamanından önce yapılırsa etkili olmayabilir. Aşılama da yaş faktörü
de önemlidir. Çünkü difteri ve boğmaca gibi aşıların etkisi yaşa göre fazla
olabilir. Bu yüzden 6 yaşından küçüklere boğmaca aşısı yapılmamalıdır. Bazı
aşılarda yeterli bağışıklık sağlamak ve bağışıklık etkisinin devam etmesi
için, aşı rapeli belirli aralıklarda yapılması gerekir. Rapellerin
yapılmasında herhangi bir gecikme meydana gelirse yeniden aşılamaya
başlanmasına ve fazladan bir doz aşı yapılmasına gerek yoktur. Ateşli
hastalıklarda aşı yapılmamalıdır. Ateş kontrol altına alındıktan sonra
yapılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder