Aşıların yan etkileri, çeşitli reaksiyonlardan dolayı aşının
içeriğine ve ya uygulanışına bağlı olarak da belirebilen
kontrendikasyonlardır. İnsanlık tarihi boyunca hastalıklarla mücadele
konusunda keşfedilebilmiş en etkili tedavi yöntemlerden biri olan aşı
istisnai olarak yan etki gibi olumsuz sonuçlar da
doğurabilmektedir.
Günümüzde çocuk felcinden, çiçek hastalığına, difteriden, kızamığa bir çok
hastalığın önlenmesi ve tedavisi aşamalarında aşılardan yararlanılmaktadır
fakat bazı durumlarda vücut aşıya karşı negatif reaksiyonlar verebilmekte,
istenmeyen sonuçların oluşmasına neden olabilmektedir.
Bunun sebebi daha çok aşının yanlış bir tedavi yöntemi olmasından değil,
kişinin alerjik rahatsızlıklarından, uygun olmayan aşı içeriği
kullanılmasından ve ya bilinçsiz aşı uygulamalarından
kaynaklanır.
Aşılar, dikkatli, titiz ve uzun süreli araştırmalar sonucunda
geliştirilen, üretiminden, taşınmasına ve uygulanışına kadar belirli
standartları olan önemli araçlar, panzehirlerdir. Bu standartlara uyulmadığı
takdirde kişilerde yarardan çok zarara sebep olabilir. Bu yüzden her zaman
uluslar arası standartlara uygun aşı içerikleri kullanılmalı ve belirtilen
direktiflere uygun şekilde aşı yapılmalıdır. Aşı konusunda diğer dikkat
edilmesi gereken bir husus da dozudur. Her zaman optimum seviyede uygulama
yapılmalı, doz aşımı söz konusu olmamalıdır.
Aşının nispeten önemsiz sayılabilecek ve hemen hemen herkeste
görülebilen etkileri; aşılanan bölgede hafif kanama, şişkinlik, sancı ve
kızarıklık olarak sıralanabilir. Daha ciddi problemlere yol açmaması için
dikkat edilmesi gerekenler ise; kullanılan iğnenin hijyenik ve tek seferlik
olması, aşı içeriğinin amaca uygunluğu ve tarihinin geçmemiş olması, aşı
içeriğinin saklanma koşulları gibi önemli detaylardır.
Diğer yandan belirli hastalıklara karşı geliştirilen aşılar o hastalıkların
toplumda azalmasına sebep olurken, aşının yaygınlaşmasından kaynaklı görülen
kontrendikasyonlar arttığı için aşıların sağladığı yararlar göz ardı
edilerek aşılar sakıncalı bulunabilmekte hatta aşıların yasaklatılması
istenebilmektedir. Özet olarak yapılacak olan aşının amaca uygunluğu,
gerekliliği, güvenilirliği her zaman sorgulanmalı olumsuz sonuçlar
doğurabilecek uygulamalardan uzak durulmalıdır.
Aşılar tek seferlik olabilir ve ya duruma göre
periyodik olarak tekrarlanabilirler. Bu noktada önemli bir detay ise
toplumda yaygın bir şekilde var olan aşı korkusudur. Özellikle enjeksiyon
yöntemine karşı geliştirilmiş olan bu korku bilhassa çocuklarda aşı yapmayı
oldukça güç hale getirmektedir.
Öyle ki aşı işleminin öncesinde kişilerde aşırı heyecan, mide
bulantısı, baş ağrısı, tansiyon gibi rahatsızlıklar belirebilmektedir. Bu
sebeple uzmanların her daim aşının zararlı bir uygulama olmadığını, sağlıklı
bir yaşam için gerekliliğini vurgulamaları ve toplum üzerinde oluşmuş olan
bu ön yargıyı gidermeye çalışmaları ve aşıya karşı güveni sağlamaları
gerekebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder