Anaerob bakteriler, az ya da hiç oksijen olmayan bölgelerde etkili olur. Yani oksijensiz solunum yapabilen bakteri türleridir. Derin yaralarda enfekte olur, iç organlarda etkili olurlar. Anaerob bakteriler enfeksiyonlar sonucu kötü kokulu cerahate neden olur, apse ve doku yıkımına yol açar.
Anaerob bakteriler hangi etkilere neden olur?
Bu bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar kulaklarda, boğazda, sinüslerde, diş ve diş etinde, çenede, bademciklerde etkili olur. Bunun dışında akciğerlerde görülen akciğer apsesi, Pnömoni gibi rahatsızlıklara, akciğer bronşlarında rahatsızlığa yol açabilir. Karın içinde apandisit sorunlarında, diyabetik cilt ülserlerinde, yaralarda, kangren, kan enfeksiyonlarında bu bakteriler görülür.
Bakteriler şişkinlik, kızarıklık, irinli akıntı gibi etkilere neden olur. Kana karıştığında ateş, titreme ve ölüm gibi etkiler yapabilir. Bu nedenle enfeksiyonlarda Anaerob bakteri tespiti yapıldığında, bunlara uygun antibiyotikli ilaçlarla tedavi uygulanmalıdır.
ANAEROB BAKTERİLER
Oksijen varlığında katı ortamda üreyemeyen bakterilere olarak tanımlanır
Anaeroblar son elektron alıcısı olarak O2’yi kullanamazlar
Fakültatif anaeroblar: son elektron alıcısı olarak O2’yi kullanabilirken, organik bileşiklerden de fermentatif yolla enerji elde edebilirler.
Aerotoleran olanlarda süperoksit dismutaz enzimi bulunur.
Anaerob bakterilerin sınıflaması
Anaerob gram negatif basiller
Anaerob gram negatif koklar
Anaerob gram pozitif koklar
Anaerob gram pozitif basiller
- Anaerob spor oluşturan gram pozitif basiller
- Anaerob spor oluşturmayan gram pozitif basiller
Anaerob gram negatif basiller
Bacteriodes grubu (B.fragilis, B. Ureolyticus, B.capillosus, B.uniformis…. )
Porphmonas türleri (P.asaccharolytica, P.cangingivalis, P.gingivalis,….)
Prevotella türleri (P.corporis, P.denticola,…..)
Fusobacterium türleri (F.nucleatum, F.necrophorum,…)
Bilophila wadsworthia
Selenomonas türleri (S.artemidis, S.dianae,….)
Anaerob gram negatif koklar
Veillonellaceae
- Acidaminococcus fermantas
- Megasphaera alsdenii
- Veillonella parvula
Anaerob gram pozitif koklar
Peptostreptococcus türleri
Streptococcus (S. Saccharolyticus S.angius, S.constellatus, S.intermedius)
Ruminococcus türleri
Peptococcus niger
Gemella morbilorum
Anaerob spor oluşturan gram pozitif basiller
Clostridium türleri
Filifactor villosus
Anaerob spor oluşturmayan gram pozitif basiller
Arcanobacterium pyogenes
Atopobium türleri
Actinomyces türleri
Propionibacterium türleri
Bifidobacterium türleri
Eubacterium türleri
Lactobasillus türleri
Mobilluncus türleri
Patogenez
Clostridium türü bakterilerle oluşan enfeksiyonlarda toksinler rol oynar. Bakteri virulansı oluşturduğu toksinin spesifikliği ve gücü ile doğrudan ilgilidir.
Toksinler
- α-toksin, enterotoksin, β-toksin, toksin A, tetanospazmin, botulinum toksini
Clostridium dışındaki anaeroblardaki hastalıklar
3 ana özellikleri bulunmaktadır.
- 1-Enfeksiyon nedeni olan mikroorganizmanın kaynağı kişinin kendi florasıdır
- 2-Konağın bağışıklık sistemindeki değişiklikler hastalık gelişmesinde rol oynar
- 3-Genellikle aerob mikroorganizmalarla birlikte miks enfeksiyonlar geliştirirler
- Spor oluşturmayan gram negatif anaeroblarda virulansı neyin belirlediği kesin değildir.
- Enfeksiyonun gelişebilmesi için etkenin önce adezyonu ve ardından invazyonu gerekmektedir.
Adezyon 1
Epitel hücrelerine, periton yüzeyine, fibronektin gibi yapılara tutunmayı sağlayan yapılardır.
Polisakkarit kapsül
- B.fragilis
Fimbrialar
- B.fragilis, P.gingivalis
Hemaglütinin
- P.gingivalis
Lektin
- F.nucleatum
Adezyon 2
Koagregasyon
Polimikrobiyal enfeksiyonlarda, ağızdaki mikroorganizmalarda görülen bir özelliktir.(F.nucleatumun dış membran protenleri, P.gingivalis adezyonu)
İnvazyon
Anaerob bakteriler primer olarak invaziv değillerdir.
Travma, hipoksi, doku hasarı, yabancı cisim varlığı hastalığı kolaylaştırır
Ancak F.nucleatum fosfolipaz C ve proteaz gibi ürünleri sayesinde direkt olarak invazyon yapabilir.
Anaerobik Enfeksiyon Riskini Arttıran Konak Faktörleri
Travma,cerrahi gibi işlemlerle anatomik bariyerlerin bozulması
Konak savunma mekanizmasının bozulması
Redoks potansiyelini azaltan şartlar(Obstrüksiyon, doku hasarı,yabancı cisim, yanık, vasküler yetmezlik…)
Kollegen-vasküler hastalıklar, Kortikosteroid, immunsupresif ve sitotoksik ilaç kullanımı
Maliniteler (GİS, uterus, akciğer)
Anaerobik Enfeksiyon Olasılığını Gösteren Durumlar 1
Doku yada akıntıda pis koku
Dokuda gaz, nekroz ve gangren varlığı
Apse oluşumu
Mukoza yüzeyine yakın enfeksiyon
İnsan veya hayvan ısırıkları sonucu gelişen enfeksiyonlar
Septik tromboflebit
Anaerobik Enfeksiyon Olasılığını Gösteren Durumlar 2
Malinite ile birlikte enfeksiyon
Anaeroblara karşı zayıf etkili ilaç kullanımı
Akıntıda sülfür granüllerinin varlığı
Gram boyamada bakteri görülmesine rağmen kültürde üretilememesi
Kan içeren eksüdanın koyu renk alması
Sıvı kültürde anaerobik zonlarda veya katı ortamda derin kısımda üreme olması
Anaerobik Bakterilerin Oluşturduğu Enfeksiyonlar 1
Plöropulmoner enfeksiyon
- Aspirasyon pnömonisi, nekrotizan pnömoni, akciğer apsesi, ampiyem (miks enfeksiyondur)
Baş boyun bölgesi enfeksiyonlar
- Oral kavite enfeksiyonu (Prevotella, fusobacter ve porphyromonaslar etkendir.)
- Odontojenik enfeksiyonlar tedavi edilmezlerse yüze ve derin boyun bölgesine yayılım gösterirler
- Sinüzit: 3 yıldan uzun süren kronik sinüzitlerde en sık etken anaeroblardır.
Anaerobik Bakterilerin Oluşturduğu Enfeksiyonlar 2
Santral sinir sistemi enfeksiyonları
- Beyin apsesi %20-40 predispozan faktör anaerobların neden olduğu sinüzit, otit ve mastoidittir.
İntraabdominal enfeksiyonlar
- Polimikrobiyeldir. Koliformlarla birlikte yer alır.
Kadın genital sitemi enfeksiyonları
- E.coli, B grubu streptokoklar ve Gardnerella vaginalisin yanısıra peptostreptokoklar ve prevotella türleri de etkenler arasındadır.
Anaerobik Bakterilerin Oluşturduğu Enfeksiyonlar 3
Yumuşak doku ve cerrahi yara enfeksiyonları
- GİS ve jinekolojik cerrahi girişimleri sonucunda enfekte pilonidal kist, nekrotizan fasiit, dekübit yarası, diabetik ülserler
Bakteriyemi
- Genellikle intraabdominal enfeksiyonlara sekonder gelişir.%70 etken B.fragillis’dir.
- Fusobacterium bakteriyemisi ise orofaringiyal enfeksiyonlarla ilişkilidir.
Anaerobik Bakterilerin Oluşturduğu Enfeksiyonlar 4
Enterik enfeksiyonlar
- C.difficile ile ilgili diyare ve kolit, C.perfiringens’in oluşturduğu besin zehirlenmesi ve, nekrotizan enterit en önemlileridir. C.difficile enfeksiyonlarında yakın zamanda kullanılmış antibiyotik öyküsü bulunmaktadır.
Botulizm
Tetanoz
Laboratuvar Tanı
En önemlisi örneklerin alınması ve laboratuvara ulaştırılması aşamasıdır.
İçinde azot veya karbon dioksit bulunan özel şişelere, indirgen madde eklenmiş taşıyıcı besiyerlerine alınmalı. Enjektöre alınırsa içinde hava kabarcığı olmamasına dikkat edilmeli, iğnenin ucu kıvrılmalı veya steril tıpayla kapatılmalıdır.
Laboratuvar Tanı
Gram boyama
Klasik yöntemler
Nükleik asit probları ile tarama
- Hızlı ancak yeteri kadar spesifik değildir.
Tedavi
Nekrotik dokuların uzaklaştırılması
Apselerin drene edilmesi
Antimikrobiyal sağaltım
Genel destekleyici sağaltım
Toksini bulunan mikroorganizmalarda antitoksin verilmesi
Epidemiyoloji
Endojen floranın en önemli üyeleridir.
Bir kısmı eksojen kaynaklı da olabilir (tetanoz, botulinum)
Genellikle yabancı cisim, travma veya cerrahi girişim sonucunda miks enfeksiyon olarak gelişir.
Korunma
Yaralardan yabancı cisim ve ölü dokuların uzaklaştırılması(debritman)
Yara yeri temizliği
Kullanılan cerrahi aletlerin temizliği
Tetanoz aşısı
Clostridium tetani
İnsan ve hayvanda tetanoz etkenidir.
Toprakta ve hayvan dışkısında yaygın olarak bulunmaktadır.
0.5-1.1 µm eninde ve 3-5µm boyunda,düz, uçları yuvarlak, peritriş kirpikli, hareketli, sporlu, gram pozitif basildir.
Sporları terminal yerleşim gösterir. Çapları basilin eninden büyük olduğu için davul tokmağı, tenis raketi gibi benzetmeler yapılır.
Üreme ve biyokimyasal özellikleri
Zorunlu anaerobdur.
37ºC ve pH 7’de ürer.
Besiyerine kan,serum, doku parçası eklendiğinde daha kolay ve bol ürer.
Glikoz üremesini ve spor oluşumunu arttırır.
Jelozda R tipi, kenarları düzensiz, kanlı agarda gri renkli hemolizli koloniler oluşturur.
Vejetatif şekiller dezenfektanlara ve kaynatmaya duyarlıyken sporlar oldukça dayanıklıdırlar. Sporlar güneş ışığından uzak kuruluğa yıllarca dayanabilirler
Antijenik yapı
Kirpik ve somatik antijenlerine göre 10 kadar serotipi bulunmaktadır.
Toksinlerde antijenik farklılık bulunmamaktadır.
Tetanospazmin ve tetanolizin adı verilen iki toksini vardır.
Tetanolizin
- Hemoliz
- Redoks potansiyelini düşürerek anaerob ortam olouşturur.
Tetanospazmin
- Klinik belirtilerden sorumludur. Polipeptid yapılıdır. Isıya, gün ışığına, kimyasallara dayaynıksızdır. 151 kD= 100+50 (Ağır ve hafif zincire-A fragmanına sahiptir.)(Ağır zincir pepsinle parçalandığında B ve C fragmanları oluşur)
Patogenez 1
İnvazyon yeteneği yoktur
Kirli deri ve eşya yüzeyindeki sporlarla bulaşır. Sporla iyi kanlanan bölgelerde açılamaz. Redoks potansiyeli düşük ortamlarda barınıp açılır. Ortamda Ca tuzlarının, diğer bakterilerin bulunması sporların üremesini kolaylaştırır.
Tetanoz hastalığı tetanospazminin etkileri sonucu gelişir.
Hastalığın klinik seyrini salınan toksinin miktarı ve nöron gövdelerine ulaşmak için katetmesi gereken mesafe belirler
Patogenez 2
Toksin alt motor nöronların presinaptik uçları aracılığıyla SSS’e ulaşır. Lokal olarak nöromusküler iletimi bozar. Daha sonra retrograt aksonal transport sistemine girerek beyin sapı ve omurilik gövdesine ulaşır ve esas patoloji burada oluşur.
Toksin kan yoluyla yayılım göstersede SSS deki etkiler için retrograt yayılım gerekmektedir.
Toksin inhibitör transmittör salınımını engeller (Glisin, GABA)
Kas rijiditesi artar ve sürekli spazmlar ortaya çıkar.
Patogenez 3
Norepinefrin ve asetilkolin salınımını da azaltabilir ve epilepsi nöbetleri ortaya çıkar.
Otonom sinir sistemini de etkiler. Labil hipertansiyon, taşikardi, ritm bozuklukları ortaya çıkabilir.
Klinik Belirtiler
Kuluçka dönemi 6-14 gündür.(2-50) İnkubasyon ne kadar kısaysa prognoz o kadar kötüdür.
İleri yaş, septik abortus, komplike kırık, yanık, kas içi enjeksiyon
İlaç bağımlılığı, ateş yüksekliği, taşikardi prognozu kötü etkiler
Klinik şekiller:
- Jeneralize tetanus
- Lokal tetanus
- Sefaliktetanus
- Neonatal tetanus
Jeneralize tetanus (Kazıklı humma)
- En sık görülen klinik şekildir
- Enfeksiyon bölgesinde ağrı ve uyuşukluk
- Halsizlik, uykusuzluk, baş ağrısı gibi nonspesifik belirtiler
- İlk belirti trismus (masseter kaslarda sertleşme)
- Rizus sardonikus (ağız çevresi kaslarda tonüs artışı nedeniyle yüzde alaycı ifade)
- Üst ekstremiteler › boyun › sırt kasları yukardan aşağı kasılır › vücut yay şeklini alır.
- Karın kasları ağrılı ve serttir.
- Çevreden gelen uyarılar ağrılı spazmlara neden olur
Hastanın bilinci sonuna kadar kaybolmaz.
Terleme vardır.
Kısmi bağışıklığın varlığında hastalığın şiddeti fazla olmaz.
Komplikasyon gelişmezse iyileşme 1-2 ay içinde tamamlanır
Bağışıklık gelişmez
Lokal tetanus
Hastalık sadece yara etrafındaki kaslarda gelişir.
Tetanospazmine kısmi bağışıklık olduğu durumlarda görüldüğü gibi
Jeneralize tetanusun başlangıç döneminde de görülür.
Sefalik tetanus
Kraniyel sinirlerin tutulumu sonucu gelişir.
Daha çok kafa travmalarında görülür.
Fasiyal paralizi ve ekstraokülerkasların tutulumuyla oftalmopleji görülür.
Prognozu kötüdür.
Neonatal tetanus
Bağışıklığı tam olmayan kadınların doğumundan sonra göbek kordonunun aseptik koşullarda kesilmemesi
Toprakla kundaklama nedeniyle gelişir.
Doğumdan sonra ki ikinci haftada emme güçlüğü- ense sertliği ile kendini gösterir
Kısa sürede ölümle sonuçlanır.
Ayırıcı Tanı
Menenjit
Diş apsesi
Peritonit
Kuduz
Hipokalsemik tetanus
Epilepsi
Nörovegetatif distoni
Sitriknin zehirlenmesi
Komplikasyonları
Solunum yetmezliği
Aspirasyon pnömonisi
Pulmoner emboli
Atelektazi
Kardiyak aritmi
Myokardit
Yara , kateter enfeksiyonları
Peptik ülser
Vertebra kırıkları
Tanı
Öykü
Klinik muayene
Laboratuvar
- Direk boyama
- Yara yerinde C.tetani üretilmesi
- Hayvan deneyi
Tedavi
Sedasyon ve hibernasyon
Antitoksin
Antibakteriyel tedavi
Temiz ve özenli bakım
Korunma
Aşılama
Antitoksin
Yaraların özenli temizlenmesi
Nekrotik dokuların temizlenerek oksijenasyonun sağlanması
Clostridium botulinum
Sporlu, gram pozitif anaerob basildir.
Sporları subterminal yerleşim gösterir.
Serolojik özelliklerine göre 8 tipe ayrılır. (A,B,C-alfa,C-beta,D,E,F,G)
Basınçlı buharda sporlar yok olmaz ancak toksinler yok olur.
Patogenez
Hastalık nörotoksin etkisiyle gelişir.
Besin Botulizmi(Klasik)
- Toksin besinlerle alınır
- Duedonum ve jejenumdan emilerek kana karışır
- Kolinerjik snapslara ulaşır
Yara botulizmi
Bebek botulizmi
Gizli botulizm
Tedaviye bağlı botulizm
Toksin asetilkolin salınımını engeller
- Motor sistem paralizileri
- Otonomik disfonksiyonlar
Klinik Belirtiler Klasik Botulizmi
Kontamine gıdalarla alınır (konserve)
2-36 saat sonra belirtiler başlar
A, B, ve E toksinleri sorumludur.
- Bulantı, kusma, ishal
- Kana karışır
- Kafa çiftlerini tutar
- Görmede bulanıklık, çift görme
- Pitoz, oftalmopleji
- Konuşma ve yutma güçlüğü
- Ağız kuruluğu, kabızlık, Postüral hipotansiyon, idrar retansiyonu
Yara Botulizmi
Cerrahi, travmatik yarada basilin yerleşmesiyle gelişir.
Madde bağımlılarında, toprakla uğraşanlarda görülür
Klasik botulizme benzer
Yukarıdan aşağı inen güçsüzlük tipiktir.
Bebek Botulizmi
6 aydan küçük bebeklerde
Ağız kuruluğu, kabızlık, zayıf sesle ağlama, emme güçlüğü, hipotoni, taşikardi, hipotonik mesane
Gizli Botulizm
Hiçbir predizpozan faktör tanımlanmamıştır.
Bebeklerde görülenin yetişkin tipidir.
Öyküde cerrahi girişim, aklorhidri, Crohn hastalığı, antibiyotik kullanımı vardır.
Sağaltıma Bağlı Botulizm
Botulizm-A toksininin tedavi amacıyla kullanıma girmesiyle 1997 yılında tanımlanmış bir tablodur.
Yaygın kas güçsüzlüğü görülür.
Tanı
Öykü
Serum, dışkı, ve gıdalarda anaerobik kültürlerin yapılması ve toksin aranması
Hayvan deneyi
Korunma
Gıdaların uygun biçimde saklanması ve pişirilmesi
Üzeri kabarık konservelerin tüketilmemesi
Hastalığı geçirenlerde bağışıklık gelişmez
Gazlı gangren
C.perfiringens (hareketsiz tek Cl.)
C.septicum
C.novyi tip A
C.bifermentas
C.histolyticum
C.sordellii
C.sporogenes
İnkubasyon süresi 1 saat-6 hafta (12-24 saat) arasındadır.
Tutulan bölgede ödem, mora kadar renk değişikliği, seröz akıntı, ağrı, krepitasyon, radyografide yumuşak dokuda gaz görülebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder