Fotosentetik bakteriler, fotosentez yaparak enerji üretirler. Fotosentezde, yeşil pigmenti olan klorofile sahip canlılar, ham madde model H2O (su) ve CO2 (karbondioksit) veya H2O mahalline H2S veya yalnızca H2 kullanmak suretiyle karbonhidratları sentez ederler. Fotosentez, enerjiye gereksinim gösteren tek olaydır. Bu iş amaçlı, klorofil aracılığıyla absorbe edilen güneş ışığının enerjisi harcanmaktadır.
Eğer güneş ışığı mahaline organik maddelerin sentezi amaçlı kimyasal tepkilerden hasıl olan enerji kullanılacak olursa yaşanan bu olaya " kemosentez " veya " kimyasentez " ismi verilmektedir. Birtakım bakteriler, ışık enerjisine gereksinim göstermeden kimyasal enerji ile organik maddeleri sentez ederler. Örneğin azot, kükürt, demir ve hidrojen bakterileri ototrofidirler.
Klorofile sahip olmadıkları takdirde kemosentez yardımıyla yaparlar. Bu biçimde bizzat besinlerini üreten bakterilere kemosentetik bakteriler denir. Kemosentetik bakteriler organik olmayan maddeleri oksitleyerek elde ettikleri kimyasal enerjiyi faydalanarak CO2 ve H2O'dan kendilerine karbonhidratlı besinler yaparlar. Toprakta azot, organik azot bileşikleri nitratlar ve amonyum tuzları şeklinde bulunurlar.
Azotlu bileşikler, bakterilerin tarafından, okside edilir ki, bu olaya nitrifikasyon denir. Nitrifikasyon ile azot, bitkilerin kullanabileceği birleşikler haline gelirken elektrik eden kimyevi olaylardan özgür olan enerji de nitrifikasyona neden olan bakteriler aracılığıyla kemosentez amaçlı kullanılır.
Bitkiler bilindiği benzeri havadaki CO2'yi bağlayarak organik bileşikler yapmaktadır. Ama bitkilerin, havada yer alan azot gazını kullanmaları olası değildir. Gelişmeleri oldukça önemli ehemmiyete sahip olan azotu, azotlu bileşikler şeklinde topraktan alırlar. İşte, topraktaki azotun kullanılır duruma gelmesi de kemosentez ile olduğundan, bu durum yardımıyla doğada azot devri tamamlanmış olmaktadır.
Fotosentez, klorofil ( kromozomlarda ) taşıyan canlılarda ışık enerjisi faydalanılarak organik fotosentetik organizmalar denir ve bunların kocaman çoğunluğunu bitkiler oluştururlar. Bileşiklerin üretilmesi olayıdır. Bu yöntemle besin üreten canlıların tümüne fotosentetik organizmalardenir. Işık enerjisinden istifade ederek enerjiyi depolarlar ve organik 'in indirgenmesi ve fakat güneş enerjisiyle gerçekleştirildiğinden fotosentez model anılır.
Bu yöntemle güneşin ışık enerjisi kimyasal enerjiye dönüştürülür ve organik madde sentezi inşa edilmiş olabilir. bileşikler üretebilirler. Bitkiler de öbür canlılar benzeri hayati faaliyetleri amaçlı gerekli enerjiyi organik maddelerin kimyasal enerjisinden sağlarlar. Bunun amaçlı de güneş ışığını faydalanarak havanın karbondioksitini indirgeyerek organik besinlerini sentez ederler. Yeryüzündeki her dinamik, metabolizma faaliyetleri amaçlı gerekli olan enerjiyi temelde üç yoldan olanağı sağlar.
Fotosentez tek özümleme faaliyetidir ve bu sebeple özümleme veya asimilasyon benzeri tipik isimlerle de anılır. Yapraklar, bitkilerin besin imalat merkezidir. Bitki yapraklarını meydana getiren hücrelerin içerisinde kloroplast olarak bilinen, çok fazla küçük yapılar vardır. Bu yapıların içerisinde bulunan yeşil rengarenk boyar madde olan klorofil maddesinin misyonu ışık yakalamaktır. Kloroplastlar güneş ışınlarını tek panel benzeri toplayıp, kolektör benzeri enerjiye dönüştürerek besin üretirler. Üretilen besin yapraklardan, bitkinin beslenmesi gerekli olan öbür kısımlarına götürülür.
Havadaki karbondioksit, güneş enerjisi faydalanılarak, nişasta ve öbür dik enerjili karbonhidratlara dönüştürülür. Karbon kullanıldıktan ardından meydana çıkan oksijen ise havaya bırakılır. Bitki daha ardından besine gereksinim duyduğunda bu karbonhidratlarda depoladığı enerjiyi kullanır. Bu bitkilerle beslenen canlılarda bitkide yer alan karbonhidratlardan enerji ihtiyaçlarını karşılarlar. Fotosentezle her sene yaklaşık model 200-500 milyar ton CO2 dönüşüme uğratılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder